20. Akbank Kısa Film Festivali Yarışma Sonuçları

Türkiye’nin sanat sahnesine önemli katkılar sunan Akbank Sanat’ın ev sahipliğinde 20 yıldır süregelen geleneğiyle sanat tutkunlarını bir araya getiren, kısa filmlerin üretimini cesaretlendirmeyi ve yeni sinemacıları desteklemeyi amaçlayan 20. Akbank Kısa Film Festivali, 25 Mart-4 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti. Yeni ve çeşitli perspektiflerin sinema dünyasına kazandıran 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin ulusal ile uluslararası kategorilerde düzenlenen yarışma bölümü ise bu yıl 71 ülkeden toplam 2.421 kısa film başvurusuna ev sahipliği yaptı. Bu yıl 20’nci yaşını kutlayan ve Nuri Bilge Ceylan’ın onur konuğu olduğu festivalde filmler, Akbank Sanat binasında, Moda Sahnesi’nde ve de çevrimiçi olarak seyirci ile buluştu. Festivalde 41 ülkeden 96 kısa ve iki uzun metraj film gösterildi. Ceyda Düvenci’nin sunuculuğunu üstlendiği 20. Akbank Kısa Film Festivali ödül töreni, sinema dünyasından isimlerin ve kalabalık bir konuk topluluğunun katılımıyla 4 Nisan Perşembe akşamı The Seed’de gerçekleşti. Törende sahnede konuşma yapan Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı “Akbank Sanat, 30. yaşını geride bırakırken, […]

20. Akbank Kısa Film Festivali Yarışma Sonuçları

Türkiye’nin sanat sahnesine önemli katkılar sunan Akbank Sanat’ın ev sahipliğinde 20 yıldır süregelen geleneğiyle sanat tutkunlarını bir araya getiren, kısa filmlerin üretimini cesaretlendirmeyi ve yeni sinemacıları desteklemeyi amaçlayan 20. Akbank Kısa Film Festivali, 25 Mart-4 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti. Yeni ve çeşitli perspektiflerin sinema dünyasına kazandıran 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin ulusal ile uluslararası kategorilerde düzenlenen yarışma bölümü ise bu yıl 71 ülkeden toplam 2.421 kısa film başvurusuna ev sahipliği yaptı.

Bu yıl 20’nci yaşını kutlayan ve Nuri Bilge Ceylan’ın onur konuğu olduğu festivalde filmler, Akbank Sanat binasında, Moda Sahnesi’nde ve de çevrimiçi olarak seyirci ile buluştu. Festivalde 41 ülkeden 96 kısa ve iki uzun metraj film gösterildi.

Ceyda Düvenci’nin sunuculuğunu üstlendiği 20. Akbank Kısa Film Festivali ödül töreni, sinema dünyasından isimlerin ve kalabalık bir konuk topluluğunun katılımıyla 4 Nisan Perşembe akşamı The Seed’de gerçekleşti. Törende sahnede konuşma yapan Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı “Akbank Sanat, 30. yaşını geride bırakırken, ulusal ve evrensel mirasa sahip çıkma kararlılığını koruyor. 20’nci yılını kutladığımız Akbank Kısa Film Festivalimiz de bu mirası gelecek nesillere aktarmak ve sanatı yaşatmak adına kritik bir rol oynuyor. Her sene büyüyen ve güçlenen festivalimiz yolculuğunu yeni değerlerle sürdürecek. Akbank Sanat olarak topluma değer katma sürdürülebilirlik vizyonumuzla, ülkemizin kültür ve sanat damarlarını beslemeye, Türkiye ile küresel sanat evreni arasında bir köprü kurmaya ve geleceğe yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Festivalin jüri üyeleri ve konukları arasında yer alan Nuri Bilge Ceylan, Mehmet Günsür, Gökçe Bahadır, Ece Dizdar ve Erkan Kolçak Köstendil’in de bulunduğu bu özel gece, yeni yeteneklere ve yaratıcılığa verilen değeri vurgulayan bir atmosferde geçti.

Oyuncu Gökçe Bahadır, yönetmen Ozan Açıktan, yazar ve yönetmen Erkan Kolçak Köstendil, oyuncu Ece Dizdar ve Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı’dan oluşan ana jüri üyelerinin değerlendirmeleri sonucu, Ulusal Yarışma Festival Kısaları Bölümü En İyi Kısa Film ödülünü Deniz Uymaz’ın yönetmenliğini yaptığı Evcil kazandı. Aynı kategoride yönetmenliğini Şirin Bahar Demirel’in yaptığı Zarafet ve Şiddet Arasında Mansiyon ödülünün sahibi oldu.

Oyuncu Mehmet Günsür, yönetmen Tahmina Rafaella, cast direktörü Viorica Capdefier, yönetmen Ali Asgari ve Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı’dan oluşan ana jüri üyelerinin değerlendirmeleri sonucu Uluslararası Yarışma Dünyadan Kısalar Bölümü En İyi Kısa Film ödülünü Stephen Vuillemin’in yönetmenliğini yaptığı A Kind of Teastament kazandı. Aynı kategoride yönetmenliğini Atsushi Hirai’nin yaptığı Oyu ve yönetmenliğini Soha Niasti’nin yaptığı The Two Lives of Sepideh Mansiyon ödülünün sahibi oldu.

Oyuncu Melisa Şenolsun, yapımcı Müge Büyüktalaş ve yönetmen Sinan Kesova’dan oluşan ana jüri üyelerinin değerlendirmeleri sonucu Genç Bakışlar Bölümü En İyi Kısa Film ödülünü yönetmenliğini Demir Demirbağ’ın yaptığı Eve Dönüş kazandı. Aynı kategoride yönetmenliğini Mahur Uslu’nun yaptığı İki Mavi Mansiyon ödülünün sahibi oldu.

Bu yıl 752 senaryonun başvurduğu, yönetmen Ceylan Özgün Özçelik, yazar Nermin Yıldırım ve oyuncu Tansu Biçer’den oluşan ana jüri üyelerinin değerlendirmeleri sonucu Forum Bölümü En İyi Kısa Film Senaryo ödülünü Burcu Aykar Rüyamda Ama isimli senaryosuyla kazandı. Aynı kategoride İlayda İşeri’nin Tarla Fareleri isimli senaryosu Mansiyon ödülünün sahibi oldu.

20. AKBANK KISA FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİ

  • Ulusal Yarışma En İyi Kısa Film Ödülü: Evcil (Deniz Uymaz)
  • Ulusal Yarışma Mansiyon: Zarafet ve Şiddet Arasında (Şirin Bahar Demirel)
  • Uluslararası Yarışma En İyi Kısa Film Ödülü: A Kind of Testament (Stephen Vuillemin)
  • Uluslararası Yarışma Mansiyon: Oyu (Atsushi Hirai)
  • Uluslararası Yarışma Mansiyon: The Two Lives of Sepideh (Soha Niasti)
  • Genç Bakışlar En İyi Kısa Film Ödülü: Eve Dönüş (Demir Demirbağ)
  • Genç Bakışlar Mansiyon: İki Mavi (Mahur Uslu)
  • Forum En İyi Senaryo: Rüyamda Ama (Burcu Aykar)
  • Forum Mansiyon: Tarla Fareleri (İlayda İşeri)

Post Views: 54

Benzer Yazılar

Bir Devin Ardından: Donald Sutherland (1934-2024)

FİLMLER 2 ay önce

İçindekilerKaynaklar Sanırım Donald Sutherland’i ilk kez Sylvester Stallone’nin Hürkan (Lock Up, 1989) filminde izledim, 90’ların başı olmalı. Hürkan’ın video kasetini kiralayıp defalarca seyretmiştim, Sutherland o filmde psikopat cezaevi müdürü Drumgoole’u oynuyordu. Zamanla sayısız örneğini başarıyla sunduğunu öğreneceğim gaddar, insafsız adam rollerinden biriydi. Donald Sutherland bu tip karakterleri özel dikim bir kıyafet gibi üstüne geçirmekte hiçbir sıkıntı çekmiyordu, rolüyle bütünleştiğini hissediyordunuz. Sinemada seyrettiğim ilk filmi Uzay Kovboyları (Space Cowboys, 2000) olmalı. Sonraları sinema tarihinin klasiklerini toplayıp seyretmeye başladığımda birdenbire çok sık karşıma çıkan bir isim olmaya başladı. En özgün savaş filmlerinden, gişe canavarı 12 Kahraman Haydut (The Dirty Dozen, 1967), Robert Altman’ın hınzır komedisi Cephede Eğlence (MASH, 1970), Clint Eastwood’lu Çılgın Savaşçılar (Kelly’s Heroes, 1970), savaş-karşıtı filmlerin en iyi ve en yaratıcı örneklerinden Johnny Got His Gun (1971), Jane Fonda ile karşılıklı döktürdükleri neo-noir Klute (Fahişe, 1971), evlat acısını kalbimize kazıdığı Karanlığın Gölgesi (Don’t Look Now, 1973), John Schlesinger’in şaşırtıcı çalışması […]

Her Platforma Üye Olmak Zorunda Mıyız?

FİLMLER 2 ay önce

İçindekilerLisans Anlaşmaları ve Jeo-Bloklama: Kullanıcının Kafasını Karıştıran İkili Pazar sabahı, elimde kahvem, kanepede yayıldım ve dedim ki, “Bugün tam film izlemelik bir gün!” İşim gereği, neredeyse her platforma üyeyim: Netflix, Amazon Prime, Disney+, BluTV, Gain, Exxen… Neredeyse yok yok! Ama gelin görün ki, her ay tonla para bayıldığım bu platformlarda aradığım, izlemek istediğim filmi bulamıyorum! Her seferinde aynı sonuç, filmi bulduğum yer yine Stremio! Evet, Stremio’nun yasal olmadığını biliyorum. Ama bahis reklamlı korsan sitelerin kucağına düşmekten iyidir herhalde. Peki, bu kadar çok dijital platforma üye olduğumuz halde aradığımız filmi-diziyi neden bulamıyoruz? Gelin bu birinci dünya derdine biraz daha üzülelim. 2010’ların başında Netflix’in küresel başarıya ulaşmasıyla dijital içerik devrimi başladı. Netflix, kullanıcılarına geniş bir içerik yelpazesi sundu ve tek bir abonelikle sayısız film ve diziye erişim imkanı tanıdı. O zamanlar her şey güzeldi. Ancak ne olduysa, büyük içerik üreticileri ve dağıtımcıları kısa sürede bu modelin avantajlarını fark etti ve herkes kendi […]

Ronin (1998) – Öteki Sinema

FİLMLER 2 ay önce

İçindekilerKAYNAKLAR “Ronin toprağı veya efendisi olmayan köylü asker ya da samuraylara denirdi. Onlar onurlarını ya da efendilerini yitirdiklerinden ülkede durmadan dolaşır ve başka bir lord kendilerini yanma alana dek geçinmeye çalışırlardı. Bir Ronin’in yeni iş bulması da çok zordu.”Şogun Brian De Palma’nın yönettiği Görevimiz Tehlike’nin (Mission: Impossible, 1996) 450 milyon dolarlık vizyon geliriyle o yılın dünya çapında en büyük gişe başarısını elde etmesinin ardından (Tom Cruise’un sadece bu filmden o tarihte tek başına 20 milyon dolar kazandığı söylenir) benzer temaları (casusluk, karşı-casusluk ve önemli bir nesneyi/cihazı/silahı ya da bilgiyi ele geçirme) ele alan yapımların sayısı artmaya başladı, Enemy of the State (Devlet Düşmanı, 1998) ile Ronin’in (1998) bu dönemin öne çıkan filmleri olduğunu söyleyebilirim. Ronin’i kült mertebesine çıkaran birkaç temel özelliği var. Öncelikle olağanüstü bir kadrosu olduğunu söylemem lazım. Yönetmen koltuğunda gerilim (Seven Days in May, 52 Pick-Up), aksiyon (The Train), suç (Black Sunday, French Connection II) ve casusluk (The […]

0 Yorum

Yorum Yaz

Rastgele

Web sitemiz, gezinme deneyiminizi ve ilgili bilgileri sağlamak için çerezleri kullanır. Web sitemizi kullanmaya devam etmeden önce, şunları kabul etmiş olursunuz.