Kayıp ve distopik bir dünyada, türünün yaşayan son üyesi, mistik gölge güçleriyle donatılmış bir karakterin kontrolünü Ereban: Shadow Legacy ile devralıyoruz. Oyunun geliştirici ekibi olan Baby Robot Games, oyunları için hızlı tempolu, hikaye odaklı bir gizlilik platform oyunu olarak tanımlıyor. Ana karakterimiz ise kayıp bir ırkın son üyesi Ayana ile neredeyse tüm dünyaya meydan okuyarak, her şeyimizle savaşıp geçmişi hakkında gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.
Mistik gölge güçlerinin yanı sıra, son teknoloji ekipmanlara da erişimi olan Ayana, tüm sahip olduğu gücü bu ölmekte olan distopik dünyayı kurtarmaya çalışmak için de kullanıyor elbette. Gizliliğin son derece önemli olduğu Ereban: Shadow Legacy, ilk gördüğümde gerçekten de ilgimi fazlasıyla çekmişti. Özellikle grafikleri ve sanat tasarımıyla bende ciddi merak uyandırmıştı ve beklentimi de dolayısıyla arttırmıştı. Mekanik olarak gölgeleri efektif olarak kullanabilmek ve düşmanları gafil avlayarak ilerleme fikri heyecan verici görünüyordu.
Tüm bu beklentilerle birlikte oyunun başına geçince anlıyorsunuz ki hiçbir şey için bu kadar da beklentiye girilmemesi gerekiyormuş çünkü bu oyun temelde çalışan mekanikler ve akıcı bir oynanış sunuyor olmasına rağmen geri kalan her şeyi baştan savma yapmış gibi görünüyor. Görsel tasarım ve atmosfer konusunda yine bir şeyler yapmaya çalışılmış ama bu çaba oyunu kurtarmaya pek de yeterli olmamış ne yazık ki.
Oyuna başlar başlamaz zaten hikayeye dahil edilmiş bir eğitim bölümüyle karşılaşıyoruz. Bu bölümde oyun boyunca kullanacağımız en temel özelliklerin tamamını net ve anlaşılır bir şekilde uygulamalı olarak öğretiyor bize oyun. Bu eğitim bölümünün hikayeye yedirilmiş bir şekilde verilmesi oyuna ısınma ve hızlı bir başlangıç yapma açısından güzel bir tercih olmuş. Çizgisel bir yapıda sunulan eğitim bölümünün hemen ardındansa oyun bizi birden kısıtlı bir açık dünya içerisine bırakıyor.
Bu noktaya kadar göze en çok çarpan şey ise oyunda hiçbir seslendirmenin bulunmaması. Hadi seslendirmeyi geçtim, duymasak da olur bir yere kadar ama ara sahnelerde herhangi bir altyazı bile bulunmuyor oyunda. Yani henüz erken erişim deseniz öyle bir durum da mevcut değil. Oyun direkt tam sürüm olarak sunuluyor. Oyunun başından itibaren hikayeye dair hiçbir şey bilmeden ve anlamadan ilerlemeye çalışmak gerçekten çok ama çok can sıkıcı bir deneyim haline dönüşüveriyor.
Bölümlerdeki görev yönlendirme imleçleri olmasa nereye gideceğimize veya oyun içerisinde nasıl ilerleyeceğimize dair de hiçbir ipucu bizlere sağlanmıyor. Geriye elimize kalanlar da gölgelerle birleşme mekaniği ve bölüm tasarımları oluyor bu noktada. Gölge formunun kullanımı bölüm tasarımına iyi yedirilmiş ve karakterimizin bu yeteneğini kullanmadan şuradan şuraya bir adım atmak kesinlikle mümkün değil zaten.
Oyunun tüm bölüm tasarımı da bu mekanik üzerine kurulmuş gibi zaten. Işık olan bölgelerden uzak dur, bulduğun gölgeyi de sonuna kadar kullan şeklinde ilerliyor. Sonsuza kadar gölge formunda oyunu bitirmeyelim diye bir de enerji çubuğu yerleştirilmiş oyuna. Bu formda geçirdiğimiz her saniye enerjimizden düzenli ve sürekli olarak bir miktar götürüyor. Dolayısıyla bu gücü nerede ve ne zaman kullanacağımızı iyi düşünmemiz gerekiyor.
Bu yeteneğimiz sayesinde karakterimiz gölge olduğu sürece neredeyse her türlü yüzeyde hareket edebiliyor. Herhangi bir şekilde veya türde ışık gören alanlardan kaçınıldığı sürece de bu form bozulmuyor. Gizlilik tabanlı bir oyunda her oyuncunun kullanmak isteyeceği bir güç olmanın yanı sıra, bir noktada kendi türüne de ihanet eden bir özellik. Böyle söylüyor olmamın nedeni ise gölge formuna geçiş yaptıktan sonra çoğu zor durumdan anında kurtulabiliyoruz.
Düşman yapay zekası zaten pek de parlak bir zekaya sahip olmadığı için kendilerini atlatmak pek de zor olmuyor. Hatta bir açıdan kolayca faydalanılabilir bir oyun açığı gibi görünüyor sayılır çünkü oyun temelde istediğin şekilde ilerlememizi ve kendi yolumuzu çizerek oynamamız için bizi olabildiğince serbest bırakıyor. Bir bölümü hiçbir düşmana dokunmadan da geçebiliyorsunuz veya harita üzerinde tek bir düşman kalmayana kadar hepsini alt ederek de ilerleyebiliyorsunuz. Bu şekilde bir özgürlük sunulmuş olması güzel ama oldukça temel seviyede kaldığı çok bariz bir şekilde görülebiliyor.
Oyuncuyu özgür bırakmak adı altında maskelenmiş bir şekilde, oyuna içerik koymaya üşendik denmiş gibi bir tat bırakıyor Ereban: Shadow Legacy. Oyun boyunca pek farklı düşman tipleri de çıkmıyor karşımıza. Genelde robot olan düşmanların yanı sıra bazen de insan düşmanlar bulunuyor. Robot düşmanlar arasında toplamda üç farklı tip ile karşılaştım ya da tespit edebildim diyeyim çünkü farklı düşman tipi bile olsa aralarında neredeyse hiçbir fark bulunmuyor bu karakterlerin. Gizlilikten vazgeçip savaşmak isterseniz de böyle bir seçeneğimiz ne yazık ki yok.
Düşmanlar genelde varlığımızı fark ettiklerinde hemen üzerimize koşmaya başlıyorlar. Yakaladıklarında ise savunma yapamıyorsunuz, doğrudan tek bir hamleyle etkisiz hale getiriveriyorlar kahramanımızı. Onun yerine gizlice arkalarından gidip tek hamlede biz onları indirebiliyoruz, ancak bu pek de tatmin edici bir his bırakmıyor oyuncuda. Saldırı animasyonlarının zayıflığıyla birlikte, o doygunluk hissine erişemiyorsunuz.
Ereban: Shadow Legacy çok güzel işlenip, çok güzel mekanikler ve oynanış öğeleriyle süslenebilecekken, bunların hiçbirini tam olarak yapamıyor. Böylelikle gerçekten potansiyeli büyük oranda harcanmış bir oyunla karşı karşıya kalıyoruz. Özellikle gölge formuyla yapabileceğimiz şeylerin neredeyse sonsuz olması temel halinde bile heyecan uyandırıcı bir mekanik. Bunun üzerine geri kalan her şeyin zayıf kalması gerçekten çok üzücü bir durum.
Oyunun kısıtlı açık dünya bölgeleri içerisinde karakterimizi ve teçhizatlarını geliştirebileceğimiz istasyonlar da bulunuyor. Bu istasyonlar sayesinde alt ettiğimiz düşmanlardan veya dünya içerisinde bulduğumuz kaynakları topladıktan sonra burada harcayarak gölge formumuz veya teçhizatlarımız için farklı yeteneklere sahip olabiliyoruz. Açıkçası bölümlerde gezerken gidip özellikle bu kaynakları aramak için ekstra bir çaba sarf etmeniz için yeterli bir motivasyon sağlanmıyor.
Gölge formu için birkaç kullanışlı geliştirme dışında pek de bir avantaj sağlamıyor bu geliştirmeler bize. Nitekim teçhizatların çoğu işlevsellik üzerine planlanmış durumda ve bunları kullanmak yerine doğrudan rastgele koşarak veya bulduğunuz ilk gölge alanda form değiştirerek düşmanları kolayca atlatabiliyorsunuz. Hatta düşmanlar bu şekilde sizi kovalarken çok kolay ve hızlı şekilde atlatabildiğiniz gibi, gitmemiz gereken alanı korumayı da bırakıyorlar.
Yani, kısacası oyunun çok büyük kısmında sadece koşarak ve sıkıştığınızda da gölge formuna geçerek bölümlerde kolayca ilerleyebiliyoruz. E bir de ara sahneler ve telsiz konuşmaları sessiz olunca hikayeye dair de hiçbir gelişmeyi anlayamıyoruz ama düşmanlar bizi kovalarken veya bizi bulmaya çalışırken şakır şakır konuşmayı becerebiliyorlar. Seslendirme ve altyazıların çalışması gereken yerde çalışmayıp da olmasa da olur denebilecek yerlerde sorunsuz çalışması çok sinir bozucu oluyor.
Harika bir oyun olma potansiyelini öncelikli olarak açık dünya olma çabasına ve özensiz yapay zeka şemasından dolayı harcayan Ereban: Shadow Legacy, ne yazık ki üzülerek veda ettiğimiz oyunlar arasında yerini alıyor. Pek bir performans sorunu yaşamamış olsam da kendisi pek sistem dostu bir oyun da sayılmaz açıkçası. Eğer bir devam oyunu gelirse, geliştirici ekibin yaptığı hataların farkına varıp bu konuların üzerine ciddi bir şekilde çalışma yürütmesi gerekiyor.
0 Yorum