HBO’nun geçtiğimiz sene ilk sezonunu yayına sürdüğü bir gençlik dizisi olan Euphoria, aslında gençliğe hitap etmekten ziyade temasını ‘gençlik’ olarak belirleyen fazlasıyla olgun, sert ve izlemesi keyifli bir iş.
Disney’in Z kuşağı projelerinin başrolü olan Zendaya, artık daha ciddi işlere hazır olduğunu Euphoria’da beklentilerin çok üzerine çıkarak canlandırdığı Rue karakteri ile herkese gösteriyor. Uyuşturucu bağımlısı bir lise öğrencisinin rehabilitasyondan çıkmasının ardından yeniden mahallesine dönüşüyle başlayan dizi, Rue karakterinin ekseninde dönüyor, onun iç seslerini takip ediyor ve Rue’nun hayata bakışını izleyicinin ekranının merkezi haline getiriyor.
Her ne kadar dizi Rue merkezli olsa da, genel olarak karakterlerini ailesi sorunlu, kendileri de bir o kadar savrulmuş ergenlerin çarpık ilişkilerini kendisine dert ediniyor. Dizide yer alan her karakterin kendine has problemleri, bunun yanında kendine has karakter özellikleri de var. Dizi birbirinden çok farklı karakterlerin, çağın, daha doğrusu gençliğin kendisine edindiği temel problemlerle (şişmanlık, LGBT hakları, uyuşturucu, alkol, güzel görünme zorunluluğu, vb.) yüzleşmesini hiçbir anında sosyal mesaj verme kaygısına düşmeden anlatıyor ve aslında Euphoria’yı izlemesi de bir bakıma bu yüzden bu kadar keyifli oluyor. Çünkü sosyal mesaj verme kaygısından kurguyu gerçekçilik zemininden uzaklaştırmak yerine, dizinin yaratıcısı Sam Levinson tam tersini yapıyor ve tüm atmosferi gerçekçilik üzerine inşa ediyor. Euphoria’da sezon boyunca izlediğimiz tüm karakterler gerçek, tepkileri gerçek; karakterlerin diğer karakterlerle girdiği diyaloglar ve hayata bakışları tam da o yaşların yansıması. Bu bakımdan dizi bir gençlik dizisi olmaktan ziyade daha önce de belirttiğim gibi gençlik temalı bir ağır drama dizisi. Pembe bulutları görmekten ziyade, genelde HBO yapımlarının izlediği çizgide paralel ilerleyerek görünenin ardındakini deşmek Euphoria’nın derdi.
Dizinin tüm bu ağır temasının yanında, çok iyi kurtarılan bir özelliği daha var ki, belki de Euphoria’yı şimdiye kadar yapılan muadillerinden ayıran en büyük özelliği de bu: Eğlenceli olması. Evet, dizi oldukça ağır, yer yer iç bunaltıcı, sarsıcı ve rahatsız edici. Ancak tüm bunların içinde dizide öyle anlar var ki, insan hangi yaşta olursa olsun içi kıpır kıpır oluyor; gereksiz mutluluklarla doluyor ve izlerken yerinde duramadığı anlar yaşıyor. Bu sahneler dizinin tüm atmosferini bozmadan, dozunda ve asla çizgiyi geçmeyecek şekilde haddini bilerek kurguda yerini alıyor ve gerçekten bu anları izlemek epey keyifli hale geliyor. Elbette bunu yalnızca karakter yazımıyla, senaryoyla ve kurguyla değil; tempoya müthiş uyan müzikleri; göze hitap eden sinematografisi ve çok iyi yönetmenliğiyle başarıyor. Bu bakımdan Euphoria gerek atmosfer olarak, gerek görsel veya işitsel olarak, gerekse senaryo olarak fazlasıyla iyi bir iş.
Ancak tüm bunların yanında karakter yazımına ayrı bir paragraf açmadan incelemeyi bitirmek gerçekten de senaristlere haksızlık olacaktı. Euphoria kendisine öyle karakterler yaratmayı başarıyor ki, hiçbir anda biri diğerinden daha haklı değil; biri diğerinden daha iyi değil ve biri diğerinden daha ‘değerli’ değil. Karakterler olabildiğince gerçek, olabildiğince çelişkilerle dolu ve yer yer sinir bozucu. Bir bölüm önce sevgi dolduğunuz karaktere bir bölüm sonra sinir olabiliyorsunuz ve ardından bir bölüm sonra onu yeniden çok sevebiliyorsunuz. Dizi bu işi de, yani karakterlerin gerçekçiliğini, tepkilerini, kurgusunu da çok çok iyi yapıyor ve bu bakımdan da ayrıca bir alkışı hak ediyor. İlk sezonu izleyişimin üzerinden 4 ay geçmesine rağmen her karakterin hepsini tek tek hatırlayıp, kişilik özelliklerini sayacak kadar iyi biliyorsam bu tabii ki takdire şayan bir karakter inşasıdır.
Velhasıl, ikinci sezonunun pandemi nedeniyle ertelendiği bu dönemde böyle bir diziyi keşfetmek ve ikinci sezonunu güncel olarak takip edebilme şansı bulmak da kendi adıma ayrıca güzel oldu. Herkese tavsiye ederim.
Puan
- Yönetmenlik – 9/10
- Senaryo – 9/10
- Oyunculuk – 9.5/10
- Kurgu – 8.5/10
- Sinematografi – 9/10
- Ses ve Müzik – 9/10
9/10
0 Yorum