Tamamı el yapımı bir macera oyunu olan Harold Halibut, son zamanlarda oynayabileceğiniz en keyifli oyunlardan birisi. Aslında hiçbir ekstra özelliği bulunmayan, sıradan bir insan olan ve oyuna da ismini veren Harold Halibut kontrolümüze veriliyor bu oyunda. Uzun bir yolculuğa çıkacağımız oyun boyunca ise cevabını aradığımız birçok soru olsa da bunlardan bir tanesi oldukça ağır basıyor ve oyunun teması olarak da öne çıkıyor.
Şimdiye kadar belki de çoğumuzun da düşünmüş olabileceği, sürekli dünya üzerindeki yerini anlamaya, öğrenmeye çalışan bizlerin de sürekli merak ettiği bir soruya ışık tutuyor bu oyun. Hayatımızın belli zamanlarında farklı yerlerde yaşamış, farklı insanlarla tanışıp, vakit geçirmiş olmamıza rağmen bir yerden sonra bu insanlar arasında yalnızlaştığımızı fark edip uzaklaştığımız veya hayat şartları nedeniyle uzaklaşmak zorunda kaldığımız olmuştur.
Bu veya bunun gibi daha birçok sebepten dolayı hayatımızda yalnız hissettiğimiz ve aslında gerçekten de evimizde gibi hissediyor muyuz diye kendimizi sorguladığımız bolca anımız olabiliyor. İşte oyunun geliştirici ekibi olan Slow Bros. da oyunlarını tam olarak bu konular üzerine oturtuyor. Dünya üzerindeki yaşamın neredeyse yok olmasıyla beraber, insanlar Fedora 1 isimli gemiyle bir keşif yolculuğuna çıkıyorlar.
Yaklaşık iki yüz yıl boyunca çeşitli problemlerle karşılaşsalar da genel olarak sorunsuz bir yolculuk geçiriyorlar ve birçok jenerasyon bu gemi içerisinde yaşamını sürdürürken, Fedora 1 gemisi bir arıza sonucu yakındaki bir gezegene acil iniş gerçekleştirmek zorunda kalıyor. İniş yaptıkları gezegenin ise büyük çoğunluğu okyanustan oluşuyor ve gemimiz de bu okyanusa çakılarak mürettebatıyla birlikte derinlerde mahsur kalıyor. Şehir büyüklüğündeki Fedora 1 tabii ki de çarpışmanın da etkisiyle parçalarına bölünüyor.
Parçalarına bölünmesine rağmen geminin ana gövdesinden ayrılan her bir parça aslında sağlam kalıyor ve geminin yönetiminde bulunan Hep Su isimli şirket bu parçaları bir tünel kanalları sistemiyle birleştirerek birbirleri arasında ulaşımı sağlıyor. O zamandan itibaren de gemide bulunan insanlar yaşamlarına bu şekilde devam etmeye çalışıyorlar. Oyunumuzun hikayesi ise tüm bu olaylardan yaklaşık olarak elli yıl sonrasında gerçekleşen olayları konu ediniyor.
Ana kahramanımız Harold Halibut ise Fedora 1’in okyanusa çakılmasından sonra doğup büyümüş ve geminin baş bilim insanı olan Jeanne Mareaux’nun asistanı olarak görev yapıyor. Genel olarak kendi halinde bir insan olan Harold, oldukça yardımsever ve gemi halkı tarafından da sevilen birisi olarak resmediliyor. Çoğu konuda yetkin olmasa da elinden geleni her daim yapmaya çalışıyor ve insanların sorunlarına çözüm bulmak için sürekli çabalıyor.
Oldukça da naif bir insan olarak görünen Harold, kendisiyle tanıştığımız andan itibaren içimizin ısındığı bir kişilik olarak göze çarpıyor. Oyun içerisinde gördüğümüz tüm yapılar, sahneler ve karakterlerin büyük bir emekle ve gerçek anlamda el işçiliğiyle yapılmış olmasıyla birlikte adeta evinizde hissediyorsunuz. Aslında Harold Halibut “evin” gerçek anlamını aradığımız bir macera oyunu olduğu için bu şekilde hissettirmesi biraz ironik açıkçası ama yine de bu şekilde hissetmeden edemiyorsunuz.
Oyunun geneline yoğun bir şekilde hakim olan retro havasını ise fark etmeden ve hayran olmadan geçmek mümkün değil. Her ne kadar gelecek bir dönemde geçiyor olsa da bu retro hava, oyunun atmosferine çok güzel bir şekilde uyum sağlıyor ve gerek karakterleriyle gerek çevre tasarımlarıyla sunduğu deneyimi oldukça samimi bir noktaya taşıyor. Sular altındaki bir şehir havasıyla bana BioShock serisinde bulunan Rapture Şehri’ni de fazlasıyla andırdı.
Oynanış olarak da bizden çok bir şey beklemeyen bir deneyim olarak karşımıza çıkıyor Harold Halibut. Sürekli hareket halinde bir yerden bir yerlere koşturuyor da olsak, diğer karakterlerle bol bol etkileşime giriyor da olsak, oyun adeta bizden sadece anlatmak istediği şeye şahit olmamızı istiyor. Bir iki nokta dışında diyaloglarda seçim yapma şansımız bulunuyor, ancak bu seçimler oyunun gidişatına hiçbir şekilde etkilemiyor. Buna rağmen oyunda sürekli bir yerler keşfedip, insanlarla etkileşime geçmek için can atarken buluyorsunuz kendinizi.
Her bir karakterin özenle işlendiği çok net bir şekilde anlaşılıyor. Harold olarak etkileşime girdiğimiz karakterler arasında hikaye bazında en önemsiz karakterlerle bile girdiğimiz diyaloglar öyle anlamsız boş diyaloglar gibi hissettirmiyorlar. Gerçekten de günlük yaşamlarında kendi sorunlarıyla uğraşan, düzenli bir yaşam sürdürmeye özen gösteren ve belirli bir rutini sürdürmeye çalışan insanlarla karşılaşıyoruz.
Hatta geliştirici ekibin başında bulunan ve aynı zamanda Harold Halibut oyununun da yönetmeni olan Onat Hekimoğlu’nun kendi karakteriyle karşılaşıp, sohbet edebilme fırsatımız bulunuyor. Oyundaki karakterinin Eğlence Sorumlusu Onat olması da hoş bir gönderme olmuş diyebiliriz. Tabii ki de oyun içerisinde daha fazla bu şekilde ufak detaylar bulunuyor. Özellikle oyun içerisinde ilk karşılaştığımız karakterlerden birisi olan ve öğretmenlik görevini üstlenmiş olan Chris’in bir Türk dizisi izlediğini görüyoruz.
Kendisine ne izlediğini sorduğumuzda ise “Sonsuz Aşk” adında bir Türk dizisi olduğunu söylüyor ve eğer istersek kendisiyle birlikte biz de bu diziyi izleyebiliyoruz. Eski Yeşilçam filmlerini andıran bu dizinin Türkçe dublajlı bir şekilde oyuna eklenmiş olması da ayrı bir kalbimizi çaldı. Bu diziyi baştan sonra izlemek isterseniz de birkaç ufak reklam arasıyla birlikte yaklaşık olarak on dakikalık bir izleme süresi bulunuyor.
Bunun haricinde oyunda bir tane daha Türkçe bir detayla karşılaşıyoruz. Oyunun biraz ileri safhalarında karşılaştığımız bir şey olduğu için bu detayın ne olduğunu burada söyleyerek sürprizini kaçırmayacağım tabii ki de ama ben denk geldiğimde çok şaşırmıştım. Genelde oyunlarda çok sık karşılaşmadığımız bir durum olduğu için de ayrıca bir mutlu ediyor böyle detaylarla karşılaşmak. Harold Halibut da bu özel deneyimi yaşattığı için Türk oyun dünyasında da akıllarda kalıcı bir etkiye ayrıca sahip olacaktır.
Türkçe altyazıyla oynama imkanı sunan bu oyunun, öne çıkan tek özelliği Türkçe birkaç içerik sunuyor olması değil. Her şeyden önce baştan sona unutulmaz bir deneyim sunuyor Harold Halibut. Sürekli değişkenlik gösteren bir çevreye sahip olması, bu şehir boyutundaki geminin işleyen bir ekosistem bulundurduğunu gösteriyor. Yaşayan bir şehir imajının da bu şekilde verilebilmesiyle birlikte, her gün neler olacağını merak ederek bir sonraki görevinize doğru ilerliyorsunuz.
Üstelik oyuna her şey o kadar doğal bir şekilde yerleştirilmiş ki, verilen bir görevi değil de günlük işlerimizi hallediyormuşuz gibi oyun içerisindeki ilerleyişimizi sağlıyoruz. Yapmamız gereken şeylere gemi içerisindeki iletişimi de sağlayan bir cihaz olan PDA sayesinde erişebiliyoruz. Başka karakterlerin de bize mesajlar gönderdiği bu cihaz sayesinde görevlerimizi almak için oradan oraya koşturmamız gerekmiyor. Bir karakterin yardımımıza ihtiyacı olduğunda bunu bize mesaj atması yetiyor ve böylece Harold’ın yapılacaklar listesine ekleniyor. Tabii ki bu görevlerin tamamı zorunlu değil. Ana görevler ve isteğe bağlı görevler olarak ikiye ayrılıyor bunlar da.
Ana görevler zaten takip etmesi keyifli içerikler sunarken, yan görevler de açıkçası hiçbir şekilde “Bunu neden yapıyorum, çok anlamsız” dedirtmiyor. Üstelik gemi halkının da talepleri çoğu zaman bitmek bilmiyor ve bu da Harold’ı Fedora 1 gemisi içerisinde oldukça meşgul edecek görevlere ve keşiflere çıkmamızı sağlıyor. Buraya kadar baktığımız zaman Fedora 1 halkı bu şekilde yaşamaya devam etmeyi kabullenmiş gibi görünse de asistanı olduğumuz Mareaux gibi bilim insanları hala içerisinde bulunduğumuz gezegenden çıkmanın yollarını aramaya devam ediyor.
Harold olarak biz de tabii ki bu bilim insanlarıyla birlikte çalışmalarımızı sürdürürken bir yandan da gerçekten de bu gezegenden çıkmak isteyip istemediğimizle ilgili bir çıkmaza giriyoruz. Herkesin bir şekilde farklı yetenekleriyle katkıda bulunmaya çalıştığı bu toplum içerisinde kendi yerimizi bulmaya çalışıyoruz. Hikayede ilerledikçe de Harold’ın kişisel gelişimine anbean şahit oluyoruz. Oyunun sonuna kadar da gözle görülür bir şekilde değişikliklerin gerçekleştiğini görüyoruz.
Tüm bu koşuşturmacanın içerisinde bir yandan da Harold ile birlikte kendi iç dünyamızda da bir yolculuğa çıkıyoruz. Harold bir yandan gemideki diğer insanların yardımına koşarken, bir yandan da kendisinin bu dünyadaki yerini ve amacını anlamaya çalışıyor. Her bir diyalogla birlikte kendimizden bir parça görebiliyoruz bu karakterin içerisinde. Oldukça kibar ve naif bir insan olan Harold, mutlu olduğunda onunla birlikte sevinirken, zaman zaman kendisiyle üzüldüğümüz bile oluyor.
Bu açıdan Harold oldukça derin işlenmiş bir karakter olmasıyla birlikte, yüreğimizin de derinlerine işlemeyi başarıyor. Bizleri içsel bir yolculuğa çıkarıp, aynı şekilde bu yolculuk esnasında bize eşlik etmeye devam eden Harold Halibut, hikayesini yavaş bir tempoda bizlere sunuyor. Bazı noktaları normalden de yavaş işlenmiş olsa da kesinlikle tadını çıkara çıkara oynanması gereken bir yapım. Her gün karşılaşabileceğimiz türden bir oyun olmamasını da hesaba katarsak, bu oyunu bitirdikten sonra büyük bir boşluk hissetmeniz de olası.
Oyunun son anına kadar film tadında bir deneyim sunmasının yanı sıra, sonu hakkında da kesin bir yargıya varamıyoruz. Hikayesi boyunca birçok vurucu an barındıran Harold Halibut, gidişat üzerinden çoğu zaman yorum yapmamıza izin verse de her seferinde gösterecek yeni bir şeyler buluyor. Bu tür oyunlara ilginiz hiçbir zaman olmamışsa bile bu oyun bünyesinde herkesin görüşünü değiştirebilecek bir güç barındırıyor. Üstelik Xbox Game Pass kütüphanesine ilk günden eklenecek olmasıyla birlikte bu oyunu oynamamak için hiçbir sebebiniz bulunmuyor.
0 Yorum