İçinden Astronot Geçen Filmler

Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonunun gerçekleştiği bu günlerde bir Türk vatandaşının yapacağı uzay yolculuğu ülke gündemindeki yerini aldı. Hal böyle olunca -ve de doğal olarak- böylesine bir başarıya içerik üreticileri kendi perspektiflerinden bakarak içerik üretme yarışına girdi. Kısa zamanda mizah kültüründen reklamlara, bilimsel değerlendirmelerden yapay zeka ile oluşturulmuş görsellere kadar pek çok alanda içerik üretildi, özellikle sosyal medya üzerinden kitlelere yayıldı. Biz de Öteki Sinema olarak Türkiye tarihi için önemli olan bu olaya, ilgi duyduğumuz bilimkurgu şemsiyesi altında bakmaya karar verdik. Uzay görevleri denildiğinde akla hiş şüphesiz ki romanlar, çizgi romanlar, televizyon dizileri ve pek tabi ki filmler gelir. Doğası gereği dekor, kostüm, CGI, VFX gibi detaylar barındıran, haliyle zaman ve bütçe gerektiren film projeleri ise ancak büyük yapım şirketleri tarafından hayata geçirilebilir. Özellikle son yıllarda hikayesinde bir astronot ya da uzay gemisi ve mürettebatına yer veren, bilim ile kurguyu sentezleyen içeriklerin sayısında da bir hayli artış olduğu görülmektedir. Bunlar […]

İçinden Astronot Geçen Filmler

Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonunun gerçekleştiği bu günlerde bir Türk vatandaşının yapacağı uzay yolculuğu ülke gündemindeki yerini aldı. Hal böyle olunca -ve de doğal olarak- böylesine bir başarıya içerik üreticileri kendi perspektiflerinden bakarak içerik üretme yarışına girdi. Kısa zamanda mizah kültüründen reklamlara, bilimsel değerlendirmelerden yapay zeka ile oluşturulmuş görsellere kadar pek çok alanda içerik üretildi, özellikle sosyal medya üzerinden kitlelere yayıldı. Biz de Öteki Sinema olarak Türkiye tarihi için önemli olan bu olaya, ilgi duyduğumuz bilimkurgu şemsiyesi altında bakmaya karar verdik.

Uzay görevleri denildiğinde akla hiş şüphesiz ki romanlar, çizgi romanlar, televizyon dizileri ve pek tabi ki filmler gelir. Doğası gereği dekor, kostüm, CGI, VFX gibi detaylar barındıran, haliyle zaman ve bütçe gerektiren film projeleri ise ancak büyük yapım şirketleri tarafından hayata geçirilebilir. Özellikle son yıllarda hikayesinde bir astronot ya da uzay gemisi ve mürettebatına yer veren, bilim ile kurguyu sentezleyen içeriklerin sayısında da bir hayli artış olduğu görülmektedir. Bunlar ise pek tabii ki Hollywood menşeli ürünlerdir, Alper Gezeravcı’nın deyimiyle, “başkalarının hayalleridir”. Konu uzay olunca henüz ciddi bir Türk yapımından bahsetmek mümkün değil, ancak bu gelişmeler yaşantımızın bir parçası olmaya devam ettikçe sanatın farklı disiplinlerinde yer bulması kaçınılmazdır.

Türkiye’nin ilk astronotu olan Alper Gezeravcı’nın yer aldığı Ax-3 Görevi’ni, Dragon kapsülündeki yolculuğunu, Uluslararası Uzay İstasyonu’na bağlanmasını ve 14 gün sürecek olan ISS’te (International Space Station) yapacağı çalışmalarını takip ederken izleyebileceğiniz, içinden astronot geçen 10 filmi sizler için derledik. Son 25 yıl içindeki filmler dikkate alınarak oluşturulan seçkimizdeki filmler yapım yıllarına göre sıralanmıştır.

1. Armageddon (1998): Yangın çıktığında itfaiye, savaş olduğunda askerlere ihtiyaç duyulur. Pilotu yaralanmış bir uçağı ve içindeki yolcuları kurtaracak yine bir başka pilottur. İşte bu misyondan yola çıkarak oluşturulmuş bir hikayeye sahiptir “Armageddon”. Nitekim bir asteroidin dünyayı yok edeceğinin öğrenilmesi üzere insanlığı kurtarma görevi NASA astronotlarına verilecektir. Daha çok bilimsel misyonlara sahip astronotlar, bu kez kahramanlığa soyunacak ve insanlığın kaderini belirleyecektir.

2. Space Cowboys (2000): Hollywood’un en iyi yaptığı işlerden bir tanesi aynı konuyu farklı kimliklere dönüştürerek anlatmayı başarabilmesidir. Her filmde tek bir canavarın anlatıldığı 30’lu yılların korku filmlerinde bir süre sonra canavarlar birbirleriyle savaştırılmış; vampirler klasik kalıplarıyla çokça işlendikten sonra değişiklik şart olmuş ve gün ışığında dolaşıp liseye gidecek kadar dönüşüme uğramıştır. Kısaca, yaratılan karakter ve ona yüklenen özellikler değiştirilmiştir. Bu yaklaşımın bir benzeri “Space Cowboys” filminde yapılmış, yakışıklı ve zinde astronotlar yerine veteranlardan oluşan bir astronot ekibi yaratılmıştır.

3. Gravity (2013): Okyanusta, bir ormanda, ıssız bir çölde, derin bir mağarada, denizin altında mahsur kalmak ya da kaybolmak… Hepsinde çaresizlik resmedilir. Ancak “Gravity” filminde mekan olarak uzay kullanılmıştır. Oscar ödüllü bu film, iki astronotun sonsuz bir boşluk içinde hayatta kalma çabasına yer verir. Olağanüstü bir sinematografiye sahip “Gravity”nin etkileyici olmasının bir nedeni bilimkurgunun bilime dönüştüğü, bir başka deyişle gerçekleşme olasılığının mümkün olduğu bir hikayeye sahip olmasıdır.

4. Interstellar (2014): Christopher Nolan’ın en bilindik filmlerinden olan ve gösterildiği andan itibaren hem filmi hem de müzikleriyle kült mertebeye erişen “Interstellar”ı görsel bir şölen olarak kabul etmek pek ala mümkün. Uzayın derinlikleri, başka galaksiler, evrenin gizemi, akıllı robotlar, distopik bir dünya tasviri gibi her biri esasen farklı bilimkurgu konularını tek bir filmde toplamayı başarabilmek, ancak sinema zekası ve yaratıcılığıyla mümkündür.

5. The Martian (2015): 2013 yılından itibaren blockbuster yapımları arasında uzay temasını kullanma geleneği 2015 yılında da bozulmaz. Seriye eklenen film ise “The Martian”dır. “Gravity” filmindeki tek başına hayatta kalma hikayesi uzayda değil de Mars gezegeninde geçer. Kızıl Gezegen, erken dönemden itibaren bilimkurgu ve korkuya malzeme olurken bu film ile bambaşka bir kimlik kazanır.

6. Life (2017): Günümüzün teknik imkanları düşünüldüğünde teorik olarak uzayda kullanılacak tek kapalı mekan ISS’dir. “Life”, bu gerçeklikten yola çıkan bir film izlenimi vermektedir. Ancak hikayesi; tıpkı “Alien” serisinde olduğu gibi bilinmeyen ve gizemli bir yaratığın evrimini, mekan içine sıkışmış insanlara yönelik saldırılarını -ki filmdeki mağdurlar bilim misyonu yürüten astronotlardır- konu alır. Bu kez hayatta kalma mücadelesi Nostromo içinde değil, ISS’te geçecektir.

7. First Man (2018): Sinema, insanlık tarihine adını altın harflerle yazdırmış olan insanları anlatmayı sever. Biyografik filmlerin gişe başarısı da oldukça yüksektir. Hal böyle olunca Neil Armstrong’un hikayesinin geç de olsa anlatılması kaçınılmazdır. Bilim ve bilimsel çalışmalar söz konusu olduğunda başarılı iki biyografik film olan “The Theory of Everything” (2014) ve “Oppenheimer” (2023) bir kenara konulursa “First Man”in iki film arasında konumlandığını söylemek mümkün. 1902 yılında Georges Melies’in “A Trip to the Moon” filmiyle aya yolculuğun hayalini kuran insanoğlu, bunu gerçekten de 1969 yılında başarmış, 2018 yılında da Ay’a yapılan yolculuğun hikayesini beyazperdede anlatmıştır.

8. Ad Astra (2019): Yakın bir geleceği hayal eden “Ad Astra”nın merkezinde Uzay Komutanlığı’nda görevli bir astronot olan Brad Pitt yer alır. Yakın gelecekte Ay’a yaşam alanı kurulmuş, uzay yolculukları mümkün olduğundan diğer gezegenlere gidilmiştir. Hala gelişmekte olan bu düzeni tehdit eden gizemli kozmik ışık patlamalarının çözülmesi gerekmektedir. Yaşamı kurtaracak olan ise bu astronottur. Ama onun için bu görevin bir anlamı daha vardır. Çünkü yıllar önce uzayın derinliklerinde kaybolan ve aynı zamanda kahraman bir astronot olan babasını arayacaktır. Astronotluğu baba-oğul ilişkisiyle de inceleyen “Ad Astra” astronotluğa dair 2019 yılında gösterime giren iki filmden biri. Diğeri ise Proxima.

9. Proxima (2019): NASA yerine ESA’yı (European Space Agency), erkek bir astronot yerine kadın bir astronotu, baba-oğul ilişkisi yerine anne-çocuk ilişkisini anlatan bir film “Proxima”. Dünyanın kurtarılma hikayesi yoktur, onun yerine anne ve kızının ilişkisine, mesleği gereği çocuğuyla yeterince ilgilenemeyen kadın bir astronotun (Eva Green) psikolojine odaklanır. Bu yönüyle “Ad Astra”da anlatılmayanı işler. Şöyle ki; “Ad Astra”da astronot boşanmış ve çocuğu olmayan bir karakterdir.

10. A Million Miles Away (2023): Köy hayatındaki yaşamından astronotluğa uzanan Jose M. Hernandez’in gerçek hikayesini anlatan film NASA astronotlarının biyografik çalışmalarına yönelik yapılan son örneklerden biri. Ancak Hollywood ve NASA ortaklığı yalnızca astronotlarla sınırlı değildir. Uçuş mürettebatını, uzmanları, mühendisleri anlattığı filmler vardır ve ilerleyen yıllarda artmaya devam edecektir.

Benzer Yazılar

Bir Devin Ardından: Donald Sutherland (1934-2024)

FİLMLER 2 ay önce

İçindekilerKaynaklar Sanırım Donald Sutherland’i ilk kez Sylvester Stallone’nin Hürkan (Lock Up, 1989) filminde izledim, 90’ların başı olmalı. Hürkan’ın video kasetini kiralayıp defalarca seyretmiştim, Sutherland o filmde psikopat cezaevi müdürü Drumgoole’u oynuyordu. Zamanla sayısız örneğini başarıyla sunduğunu öğreneceğim gaddar, insafsız adam rollerinden biriydi. Donald Sutherland bu tip karakterleri özel dikim bir kıyafet gibi üstüne geçirmekte hiçbir sıkıntı çekmiyordu, rolüyle bütünleştiğini hissediyordunuz. Sinemada seyrettiğim ilk filmi Uzay Kovboyları (Space Cowboys, 2000) olmalı. Sonraları sinema tarihinin klasiklerini toplayıp seyretmeye başladığımda birdenbire çok sık karşıma çıkan bir isim olmaya başladı. En özgün savaş filmlerinden, gişe canavarı 12 Kahraman Haydut (The Dirty Dozen, 1967), Robert Altman’ın hınzır komedisi Cephede Eğlence (MASH, 1970), Clint Eastwood’lu Çılgın Savaşçılar (Kelly’s Heroes, 1970), savaş-karşıtı filmlerin en iyi ve en yaratıcı örneklerinden Johnny Got His Gun (1971), Jane Fonda ile karşılıklı döktürdükleri neo-noir Klute (Fahişe, 1971), evlat acısını kalbimize kazıdığı Karanlığın Gölgesi (Don’t Look Now, 1973), John Schlesinger’in şaşırtıcı çalışması […]

Her Platforma Üye Olmak Zorunda Mıyız?

FİLMLER 2 ay önce

İçindekilerLisans Anlaşmaları ve Jeo-Bloklama: Kullanıcının Kafasını Karıştıran İkili Pazar sabahı, elimde kahvem, kanepede yayıldım ve dedim ki, “Bugün tam film izlemelik bir gün!” İşim gereği, neredeyse her platforma üyeyim: Netflix, Amazon Prime, Disney+, BluTV, Gain, Exxen… Neredeyse yok yok! Ama gelin görün ki, her ay tonla para bayıldığım bu platformlarda aradığım, izlemek istediğim filmi bulamıyorum! Her seferinde aynı sonuç, filmi bulduğum yer yine Stremio! Evet, Stremio’nun yasal olmadığını biliyorum. Ama bahis reklamlı korsan sitelerin kucağına düşmekten iyidir herhalde. Peki, bu kadar çok dijital platforma üye olduğumuz halde aradığımız filmi-diziyi neden bulamıyoruz? Gelin bu birinci dünya derdine biraz daha üzülelim. 2010’ların başında Netflix’in küresel başarıya ulaşmasıyla dijital içerik devrimi başladı. Netflix, kullanıcılarına geniş bir içerik yelpazesi sundu ve tek bir abonelikle sayısız film ve diziye erişim imkanı tanıdı. O zamanlar her şey güzeldi. Ancak ne olduysa, büyük içerik üreticileri ve dağıtımcıları kısa sürede bu modelin avantajlarını fark etti ve herkes kendi […]

Ronin (1998) – Öteki Sinema

FİLMLER 2 ay önce

İçindekilerKAYNAKLAR “Ronin toprağı veya efendisi olmayan köylü asker ya da samuraylara denirdi. Onlar onurlarını ya da efendilerini yitirdiklerinden ülkede durmadan dolaşır ve başka bir lord kendilerini yanma alana dek geçinmeye çalışırlardı. Bir Ronin’in yeni iş bulması da çok zordu.”Şogun Brian De Palma’nın yönettiği Görevimiz Tehlike’nin (Mission: Impossible, 1996) 450 milyon dolarlık vizyon geliriyle o yılın dünya çapında en büyük gişe başarısını elde etmesinin ardından (Tom Cruise’un sadece bu filmden o tarihte tek başına 20 milyon dolar kazandığı söylenir) benzer temaları (casusluk, karşı-casusluk ve önemli bir nesneyi/cihazı/silahı ya da bilgiyi ele geçirme) ele alan yapımların sayısı artmaya başladı, Enemy of the State (Devlet Düşmanı, 1998) ile Ronin’in (1998) bu dönemin öne çıkan filmleri olduğunu söyleyebilirim. Ronin’i kült mertebesine çıkaran birkaç temel özelliği var. Öncelikle olağanüstü bir kadrosu olduğunu söylemem lazım. Yönetmen koltuğunda gerilim (Seven Days in May, 52 Pick-Up), aksiyon (The Train), suç (Black Sunday, French Connection II) ve casusluk (The […]

0 Yorum

Yorum Yaz

Rastgele

Web sitemiz, gezinme deneyiminizi ve ilgili bilgileri sağlamak için çerezleri kullanır. Web sitemizi kullanmaya devam etmeden önce, şunları kabul etmiş olursunuz.