Prenses Peach gibi sevilen bir karakterin kendi oyununda baş rol almasının üzerinden 15 yıldan fazla zaman geçti ve o oyun da Mario karakterine ait yapıtlardan büyük ölçüde esinlenildiği hissedilen bir oyundu. Her zamanki dinamik tersine çevrilmişti ve Princess Peach karakterinin Mario ve Luigi ikilisini kaçırılmaktan kurtaran kişi olması gerekiyordu. Buna karşın, Princess Peach: Showtime! isimli bugün inceleyeceğim yeni çok daha farklı bir yapıya sahip.
Oyun hakkında hiçbir bilgisi olmayan oyuncular için en başta söylememiz gerekiyor ki Princess Peach: Showtime! içerisinde hiçbir şekilde Mario bulunmuyor. Ne adı geçiyor, ne de sık sık peşine düşen Bowser karşımıza çıkıyor.. Güvenilir arkadaşları olan Toad ailesi bile açılış ara sahnesinden sonra oyundan çıkarılıyor. Bu oyun, Princess Peach için bir şov ve o da bundan en iyi şekilde yararlanıyor. Sadece, kapanış anları çok hızlı hazırlanmış gibi hissettiriyor.
Princess Peach: Showtime!, Sparklas olarak bilinen bir grup sanatçının gösteri yapacağı Sparkle Tiyatrosu içerisine yapılan bir yolculukla başlıyor. Madam Grape ve Sour Bunch ikilisinin tiyatroyu ele geçirmesiyle belanın baş göstermesi uzun sürmüyor tabii ki. Menekşe renkli kötü adamımız tiyatroyu dışarıdan gelecek yardımlardan izole ediyor ve sadece bizim karakterimize tiyatronun koruyucusu Stella adlı bir kurdelenin yardımıyla günü kurtarmak kalır.
Tiyatroyu kurtarmak için Princess Peach isimli karakterimizin tüm katlardaki çeşitli Sparkla için bir kurtarma operasyonu geliştirmesi gerekiyor. Bunu yapmak için Stella, karakterimizin aslında onların güçlerinden faydalanmasına yardımcı oluyor ve bu da bize farklı bir kostüm ve Sour Bunch isimli düşmanımızın canına okumasını sağlayan bir yetenek kazandırıyor. Oyunun hikayesi bence takdir edilmesi gereken bir hikaye gibi görünüyor.
2005 yılındaki Super Princess Peach oyununa kıyasla Princess Peach: Showtime!, karakterimizi Mario oyunlarındaki rolünden tamamen uzaklaştırdığı ve onu yetenekli bir kahraman gibi hissettirdiği için bence övülmelidir. Peach karakterini yaklaşık 40 yıldır tanıdıktan sonra, bu ana karakterin o olması gerektiğini ve bu oyunun tamamen orijinal bir kahramana sahip olamayacağını gösteren hiçbir şey olmaması ana dezavantajı bence. Bununla birlikte, karakterimize kendine özgü bir kimlik verilmesi de ayrıca güzel.
Princess Peach karakterimizin Sparkle Tiyatrosu içerisindeki yolculuğu onu çok sayıda kısa aşamadan geçiriyor. Her biri kendine özgü mekanikleri olan farklı bir dönüşüme sahip bölümler görüyoruz. Bazen, kementini kullanarak Grape galootları hışırdatmak için bir Cowgirl olacak. Diğer zamanlarda, tuzakları aşması ve cesur kaçışlar yapması gereken Dashing Thief olacak. Karakterimizin dönüşümlerinin çokluğu ve hepsinin farklı olması Princess Peach: Showtime! oyununu neredeyse bir çeşitlilik oyunu gibi hissettiriyor.
Princess Peach: Showtime! içerisinde bazen aksiyon ağırlıklı bir aşamadasınız, bir ninja olarak vuruyor veya bir kung fu ustası olarak yüzleri yumrukluyorsunuz. Başka bir aşamada, bir dedektif olarak gizemleri çözmek için düşük seviyeli araştırma becerileri kullanmanız gerekiyor. Patissiere dönüşümü, karakterimizi aslında Mario Party tarzı mini oyunların ortasına koyuyor ve lezzetli unlu mamuller aracılığıyla düşmanları yok ediyor.
Princess Peach: Showtime!, her dönüşüm için isteğe bağlı eğitimler sunma konusunda yetenekli bir iş çıkarsa da bu kadar çok farklı mekaniğin çalışmasıyla aşırı bilgi yüklemesi yaşanıyor. Bununla birlikte, bazıları bazı ters köşeler yaratıyor ve açıkça açıklanmayan yeni mekanikler sunuyor oyun. Bazıları, bir düğmeye basmak için herhangi bir ipucu göstermeyen hızlı zamanlı olay düğmelerine basmayı içeriyor. Neredeyse geliştiriciler, düğme ipuçlarını hariç tutarlarsa, bunun hızlı zamanlı bir olay olmadığını düşünmüş gibi hissettim ama oyun dünyası böyle çalışmıyor.
Yukarıda bahsettiğim olaylar, oyun içi seçenekler menüsü aracılığıyla ele alınabilecek pek çok şeyden biri ama Princess Peach: Showtime! oyununun seçenekleri neredeyse korkutucu derecede yetersiz. Şaşırtıcı olan şey ise bu on dönüşümden hiçbirinin başarısız olduğunu düşünmüyorum. Bir sahneye girdiğimde ne olacak diye söylendiğim ya da başka bir şey yapmak istediğimi hissettiğim tek bir an bile olmadı. Tüm bu dönüşümler, benzersiz mekanikleri ve bireysel hikaye arkları değerli hissettiriyor ve deneyime katkıda bulunuyor. Kendilerine bayıldım. Sorun şu ki her şey çok çabuk sona eriyormuş gibi geliyor. Her dönüşüm için yalnızca üç aşama var ve üçüncü aşama tamamlandığında, o dönüşümü bir daha asla görmüyorsunuz.
Bir adım geri çekilip, hesap yaptığınızda bunun 30 aşamaya denk geldiğini fark edebilirsiniz. Bu makul bir sayı ama buradaki sorun, bu aşamaların büyük çoğunluğunun kısa olması. Yiğit bir kılıç savaşçısı olmayı, savuşturmayı öğrenmeyi ve düzinelerce Grape homurdanmasını alt etmeyi gerçekten sevdim ama gerçekten bölümün içine girmeye başladığımı hissettiğimde, her şey bitti. Elbette, deneyim çok keyifli olduğu için daha fazlasını istemek iyi bir sorun olabilir ama bazı oyuncuları eksik bırakabilir. Karakterimizin dönüşümlerinin ona yardımcı olmayacağı tek durum bölüm sonu canavarı dövüşleri. Oyunda bunlardan birkaç tane var ve dönüşümler gibi deneyimleri de farklılık gösteriyor. Yine de buradaki her şey kusursuz sayılmaz.
Bazı unsurları hoşuma gitse de Princess Peach: Showtime! oyununun benim için en hayal kırıklığı yaratan yönü bölüm sonu canavarı karşılaşmaları idi; keşke dönüşüm güçlerinden bazılarını kullanarak ve hatta bazıları arasından seçim yaparak bunlara yaklaşabilseydim ve karakterimin farklı rollere bürünmesi fikrini gerçekten bir araya getirebilseydim. Nintendo cephesinin bu oyundaki tuhaflık anlayış, tiyatro temasını hikaye boyunca taşıyan güzel set parçalarıyla kendini gösteriyor. Denizkızı aşamalarından geçerken işlenmiş karton kaplumbağaları görmek ya da Cowgirl olarak bir salondan çıkarken iplere bağlı olduğu belli olan bir at tarafından karşılanmak çok çekici.
Oyunun set parçalarından gelen çok fazla hayal gücü var ama birinci parti bir Nintendo oyunundan alışkın olduğumdan daha fazla performans aksaklığına rastladığımı söylemezsem ihmalkârlık etmiş olurum. Peach, oyun boyunca bazı harika ışık ve gölge efektlerine tanık olacak ama bu anlar benim oyunum sırasında sık sık gecikti. Swordfighter kısmının üçüncü aşaması için bodrum kapısından içeri adım attığımda, dönen desenler ve parlayan ışıklarla dolu aydınlatılmış bir yükleme ekranına atıldım ama yükleme ekranı takıldı. Ayrıca oyunda uzun yükleme süreleri de var. Bazı kusurları olsa bile oyun eğlenceli sayılır. Peach, neredeyse bir düzine role bürünerek ve hepsinde başarılı olarak süper star potansiyelini gösteriyor. Neredeyse kırk yılını bir prenses olarak geçirdikten sonra, onun biraz çeşitlilik gösterdiğini görmek güzel ve yaşadığım deneyimden memnun kaldım.
0 Yorum