Sihirli kristallerin günlük hayatta önemli bir yer kapladığı bir dünyada, iç ısıtan bir yolculuğa çıkarıyor bizleri Terra Memoria. Oyunun dünyasında gizemli bir şekilde sihirli kristal kıtlığı başlıyor ve yetmezmiş gibi bir de antik makineler saldırganlaşmaya başlıyor. Tüm bu olanların sebebini araştırmak da bize ve ekibimize düşüyor. Altı farklı kahraman ile macera dolu yolculuğumuz boyunca birçok bulmaca çözecek ve bol bol savaşacağız.
Grandia, Octopath Traveller gibi, büyük ve oyun sektöründe klasikleşmiş, yapımları kendisine ilham kaynağı edinmiş olan bu oyun gerek görsel açıdan olsun gerek oynanış açısından olsun bunu buram buram hissettiriyor. Oynanış kısmının basit tutulmuş olması ise oldukça büyük bir avantaj sağlıyor Terra Memoria için, bu türle ilk defa karşılaşmış birisi için oldukça yardımsever bir tutumla oyuncunun elinde ufak ufak tutarak sizi dünyasına alıyor.
Oyunumuz bize hikayenin nasıl başlayıp, nasıl bittiğinin değil; aslında her şeyin yolculuğun tadını çıkarmak olduğunu söylüyor. Büyük şehirlerde yerel halkın sorunlarına çözüm bulup, isteklerine yardım etmeye çalışabilir, yaratıkları avlayıp karakterlerimizi güçlendirecek tecrübeyi kazanmasını sağlayabiliyorsunuz. Basit bir oynanış ile birlikte sunulan bu öğelerle birlikte oyuna alışmak için pek çaba sarf etmemize gerek kalmıyor böylece.
Oyuna alışmak kolay olmasına kolay, ancak klavye ve fare kullanımına uygun olarak bir yapılandırma ne yazık ki göremiyoruz. Konforlu bir oynanış ve oyundan alabileceğiniz en iyi tecrübeyi almak için de bir kontrolcü kullanmanız öneriliyor geliştirici tarafından. Bu konuyu ufak bir dokunuşla çözebilecekken, kontrolcü kullanımına itilmek oyuncular açısından pek de keyif verici bir durum kesinlikle değil ne yazık ki.
Temelinde bir rol yapma türünde bir oyun olsa da bu kısım biraz basit kalmış diyebilirim. Bu noktada oyunun en büyük avantajlarından birisi, aynı zamanda en büyük eksikliklerinden birisi de oluyor. Önceki paragraflarda bahsettiğim gibi oynanış açısından sade ve basit bir yapım Terra Memoria. Oyundaki görevleri küçük kartlar şeklinde alıyorsunuz ve her görevin kaç aşamadan oluştuğunu da üzerindeki daire şeklindeki işaretlerden görüp, takip edebiliyoruz.
Her görev için ayrı kart alıyor olmak ve bu kartların her bir görevin nerede olduğunu söyleyen bir ibare barındırıyor olması, takip edilebilirlik açısından büyük bir işlevsellik sağlıyor. Almış olduğunuz görevlerdeki her bir aşamayı tamamladığınızda, kartların üzerinde bulunan dairelerden birisi işaretleniyor ve bir sonraki aşamada ne yapmanız gerektiğiyle ilgili bilgi veriliyor. Görev kartlarının bölgelere göre değişen renkleri de sınıflandırmayı kolaylaştırıyor.
Bu şekilde bir görev takip şeması tercih edilmiş olmasının en büyük sıkıntısı, çoğu zaman gereksiz uzatılmış diyalog kısımlarını hızlıca atlamanın sizden hiçbir şey eksiltmiyor olması. Gerçekten oyunun başından itibaren, ufacık bir getir götür görevi için bile uzun süre iletişim kurmaya zorlanmış gibi görünüyor karakterlerimiz. Neyse ki geliştirici ekip oyunun akış hızını istediğimiz zaman hızlandırabilmemize olanak sağlamışlar da bu konuşmaları da hızlıca geçebiliyoruz.
Genel anlamda oyunda bulunan diyaloglar da pek ilgi çekici olmadığı için büyük bir nimet ve aynı zamanda harika bir hizmet oluyor bu özellik bizim için. Üstelik bu diyalogları atlamak, görev kartlarının her detayı bize vermesinden dolayı, hiçbir şey de kaybettirmiyor. Oyun içerisindeki tek kullanım alanı diyalog atlamak da değil bu hızlandırma tuşunun tabii ki. Aynı zamanda düşmanların ve hatta kendi karakterlerimizin de savaş animasyonlarını çok hızlı atlamak için kullanılabiliyor.
Birbirinin aynısı olan ve neredeyse bire bir aynı şekilde ilerleyen birçok savaşa girip çıktığımız düşünüldüğünde bu noktada da yardımımıza koşuyor bu özellik. Bu oyun içerisindeki en işlevsel ve oyuncu dostu özellik olma unvanını da kendisine veriyorum şu an hatta. Güzel animasyonlarla süslenmiş ve her karakterin savaştaki özel güçlerine göre belirli animasyonlar da koyulmuş olmasına rağmen, çok hızlı şekilde üzerimizdeki etkilerini yitiriyor bu animasyonlar.
Oyunun dünyasında yolculuk yaparken ufak ateş parçacıkları şeklinde görünen düşmanlar, sizi gördükleri an üzerinize koşturmaya başlıyorlar. Bu düşmanlardan kaçması pek zor olmasa da oyunun aslında hikayenin yanı sıra en dikkat çeken ve nispeten önemli sayılabilecek parçalarından birisi de savaş kısımları. Bu noktada savaş sırasında karakterlerimizin ve yapılan büyülerin animasyonları üzerine çalışılmış olduğunu ister istemez fark ediyorsunuz.
Animasyonlara bu kadar çalışılmış olmasından olsa gerek, karakterlerimizde beklediğimden az yetenek bulunuyor. Her biri toplamda üç aktif yeteneğe sahip olan kahramanlarımız, yolculuk boyunca bazı aktiviteler sonucu bu üç yeteneğin alternatiflerine de sahip olabiliyorlar. Ancak tek seferde toplamda üç yetenek barındırabildiğimiz için her büyü için alternatifleri aralarında seçim yapmamız gerekiyor. Tam da bu noktada işin biraz da stratejik tarafı devreye giriyor diyebilirim.
Karakterlerimiz saldırı ve destek olmak üzere ikiye ayrılmış şekilde savaşıyorlar. Saldırı karakterlerimiz savaşta gördüğümüz ve ana yeteneklerini kullandığımız karakterler. Destek karakterlerini ise savaş sırasında sahada aktif olarak görmüyoruz. Bunun yerine karakterlerimizin yetenek setlerinde kendilerine has birkaç değişiklik yapma imkanı sunuyorlar bizlere. Tek bir tuşla sağlayabildiğimiz bu değişiklikler, savaş sırasında da oldukça hayat kurtarıcı olabiliyor.
Örneğin destek karakterlerinden bir tanesi, tek bir hedefe hasar veren saldırıları, birden çok düşmana hasar vermesi için modifiye edebiliyor. Aynı şekilde iyileştirme büyüleri için de aynı modifikasyonu yapabiliyor. Tabii ki bu modifikasyon sırasında da rakibe verilecek olan hasar veya iyileştirme gücünün oranı değişiklik gösteriyor. Bunun dışında bazı destek karakterleri de doğrudan yeteneklerinizin element güçlerini değiştirip, verdiğiniz hasar tipini değiştirebiliyor.
Bu hasar tipleri ise düşmanları sersemletip, savunmasız bırakma mekaniğinde oldukça işimize yarayan bir sistem. Savaş sırasında her düşmanın karşısında zayıf olduğu bir element tipi bulunuyor. Düşmanların toplamda üç direnç kalkanı bulunurken, bu zayıflıklara uygun bir saldırıyla verdiğiniz hasar, diğer saldırılara oranla çok daha etkili oluyor. Bu direnç kalkanları kırıldığında ise düşmanlar sersemleyip, aksiyon sıralamasında geri sıralara düşüyorlar.
Aksiyon sırası da hangi karakterin hangi sırayla hamlelerini yapacağını takip ettiğimiz ve aslında savaş stratejimizi de en çok etkileyen, en önemli faktör. Burada kullandığımız saldırının türüne, gücüne, saldırı hedefine göre değişkenlik gösteren bir şekilde aksiyon sıralamamızın bir sonraki halini görebiliyoruz. Ancak aynı anda bir takım arkadaşımızla veya bir rakiple aynı blokta sıralanamıyoruz. Bu durumda karakterimiz hemen mümkün olan bir sonraki sıraya yerleşiyor.
Her savaşta destek verdikleri karakterlerin değiştiği destek karakterleri için bir yeni mekanik daha düşünülmüş. Her karakterin büyülerine göre yapılan değişiklikler de fark ettiği için elbette bazı eşleşmeler, diğerlerine göre pek de istediğimiz efektiflikte olamayabiliyor. Bu sebeple bir eşleşme şeması oluşturulmuş ve buradan istediğiniz ve istemediğiniz eşleşmeleri ayıklayabiliyorsunuz. Böylelikle savaşlarınızdaki kazanma oranındaki şans faktörünü bir nebze dengelemiş oluyorsunuz.
Çoğu geleneksel rol yapma oyununda olduğu gibi bu oyunda da gece ve gündüz döngüsü bulunuyor. Bu döngünün değişmesi için de grubunuzun belirli noktalarda kamp yapması veya bir otelde oda tutması gerekiyor. Bu kamp mekaniğinin oyun tecrübemize iki büyük katkısı oluyor. Bunlardan ilki karakterlerimizin tamamının gün boyunca kazandığı tecrübe puanları bu kamplar sayesinde işleniyor ve güçlenme yolunda ilerleme kaydediyorlar.
Oyunda bulunan kamp mekaniğinin ikinci büyük özelliği ise yemek mekaniği, bir sonraki gün boyunca tüm takımınıza farklı bonuslar kazandıran çeşit çeşit yemek yapabiliyorsunuz. Üstelik bu yemekleri küçük yan oyunlar şeklinde bize yaptırıyor Terra Memoria. Bu döngüler haricinde karakterlerimizi güçlendirmenin bir başka yolu da rozet toplamaktan geçiyor. Oyundaki satıcıların bazılarında satılan ve demircilerin üretebildiği bu rozetler ciddi güç artışları sağlayabiliyor.
Bu oyun hakkında dikkatimi çeken bir başka özellik de Tunic isimli oyunda tanıştığımız sayfa toplama mekaniği. Bire bir aynı şekilde ve derinlikte olmasa da bu özelliği, bu oyunda da görmek hoşuma gitti. Bu mekanik, oyunda topladığımız sayfalar aracılığıyla bizlere oyunun oynanışı hakkında bilgi edinmemize olanak sağlıyor. Oynanış mekanikleriyle ilgili bazı temel bilgileri ve araştırmamız için bulduğumuz ipuçlarını bu ekranda görmemize olanak tanınıyor.
Genel olarak akıcı bir şekilde, sorun yaşatmadan çalışan bir oyun var karşımızda. Ufak tefek pürüzleri olsa da tecrübe ettiğim süre boyunca çok büyük hatalarla da karşılaşmadım. Piyasadaki rakiplerine nispeten çok büyük bir yapım olma özelliği taşımasa da bizleri sıcacık bir kucaklamayla karşılıyor Terra Memoria. Hikayesi itibarıyla kendi dünyası için ciddi bir durum olsa da çevre tasarımları ve müzikleriyle anında huzur bulduran bir dünyaya salıveriyor bizi adeta.
0 Yorum