Akbank Kısa Film Festivali 20. Yıl Özel Konuğu Nuri Bilge Ceylan

Sinemaseverlerin ve sinema sektörünün buluşma noktası olan Akbank Kısa Film Festivali, sinema sanatı için kısa filmin öncü rolünün bilinciyle, bu alanda etkin bir platform oluşturmak üzere 25 Mart-4 Nisan tarihlerinde 20. kez düzenlenecek. Festivalin 20. yıl özel konuğu ise yönetmen Nuri Bilge Ceylan olacak. Son olarak 76. Cannes Film Festivali’nde Merve Dizdar’a En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandıran Kuru Otlar Üstüne filmine imza atan usta yönetmen, 20. Akbank Kısa Film Festivali’nde genç sinemacılarla ve sinemaseverlerle buluşacak. Buluşmada Nuri Bilge Ceylan’ın ilk kısa filmi Koza gösterilecek ve ardından filme ve sinemasal yolculuğuna dair deneyimlerini aktaracağı bir söyleşi gerçekleştirilecek. Nuri Bilge Ceylan etkinlikle ilgili; “Kısa film izlemeyi severim, hep sevdim, ticari kaygılardan uzak kişiselliğin öne çıktığı özgür bir alan. Akbank Kısa Film Festivali vesilesiyle gençlerle buluşabilecek olmak benim için de değerli” ifadelerinde bulundu. AKBANK KISA’YA 74 ÜLKEDEN 2.421 BAŞVURU 20. yılında 74 ülkeden toplam 2 bin 421 kısa filmin başvurduğu Akbank Kısa […]

Akbank Kısa Film Festivali 20. Yıl Özel Konuğu Nuri Bilge Ceylan

Sinemaseverlerin ve sinema sektörünün buluşma noktası olan Akbank Kısa Film Festivali, sinema sanatı için kısa filmin öncü rolünün bilinciyle, bu alanda etkin bir platform oluşturmak üzere 25 Mart-4 Nisan tarihlerinde 20. kez düzenlenecek.

Festivalin 20. yıl özel konuğu ise yönetmen Nuri Bilge Ceylan olacak. Son olarak 76. Cannes Film Festivali’nde Merve Dizdar’a En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandıran Kuru Otlar Üstüne filmine imza atan usta yönetmen, 20. Akbank Kısa Film Festivali’nde genç sinemacılarla ve sinemaseverlerle buluşacak. Buluşmada Nuri Bilge Ceylan’ın ilk kısa filmi Koza gösterilecek ve ardından filme ve sinemasal yolculuğuna dair deneyimlerini aktaracağı bir söyleşi gerçekleştirilecek.

Nuri Bilge Ceylan etkinlikle ilgili; “Kısa film izlemeyi severim, hep sevdim, ticari kaygılardan uzak kişiselliğin öne çıktığı özgür bir alan. Akbank Kısa Film Festivali vesilesiyle gençlerle buluşabilecek olmak benim için de değerli” ifadelerinde bulundu.

AKBANK KISA’YA 74 ÜLKEDEN 2.421 BAŞVURU

20. yılında 74 ülkeden toplam 2 bin 421 kısa filmin başvurduğu Akbank Kısa Film Festivali, bu yıl da Festival Kısaları, Dünyadan Kısalar, Genç Bakışlar, Kısadan Uzuna, Deneyimler, Belgesel Sinema, Perspektif, Özel Gösterim ve Forum bölümlerinden oluşuyor. Dünya festivallerinde yer almış birçok filmin yanı sıra çok sayıda film de Türkiye prömiyerini festivalde yapacak.

Akbank Kısa Film Festival bu yıl İstanbul’un iki yakasında da gerçekleşecek. Gösterimler Akbank Sanat binasında, Moda Sahnesi’nde ve çevrimiçi olarak düzenlenecek. Festivalin çevrimiçi gösterimleri, filmonline.akbanksanat.com internet adresi üzerinden yapılacak.

Akbank Kısa Film Festivali 20. Yıl Özel Konuğu Nuri Bilge Ceylan 3 – 20 Akbank Kisa Film Festivali 02

Benzer Yazılar

Bir Devin Ardından: Donald Sutherland (1934-2024)

FİLMLER 2 ay önce

İçindekilerKaynaklar Sanırım Donald Sutherland’i ilk kez Sylvester Stallone’nin Hürkan (Lock Up, 1989) filminde izledim, 90’ların başı olmalı. Hürkan’ın video kasetini kiralayıp defalarca seyretmiştim, Sutherland o filmde psikopat cezaevi müdürü Drumgoole’u oynuyordu. Zamanla sayısız örneğini başarıyla sunduğunu öğreneceğim gaddar, insafsız adam rollerinden biriydi. Donald Sutherland bu tip karakterleri özel dikim bir kıyafet gibi üstüne geçirmekte hiçbir sıkıntı çekmiyordu, rolüyle bütünleştiğini hissediyordunuz. Sinemada seyrettiğim ilk filmi Uzay Kovboyları (Space Cowboys, 2000) olmalı. Sonraları sinema tarihinin klasiklerini toplayıp seyretmeye başladığımda birdenbire çok sık karşıma çıkan bir isim olmaya başladı. En özgün savaş filmlerinden, gişe canavarı 12 Kahraman Haydut (The Dirty Dozen, 1967), Robert Altman’ın hınzır komedisi Cephede Eğlence (MASH, 1970), Clint Eastwood’lu Çılgın Savaşçılar (Kelly’s Heroes, 1970), savaş-karşıtı filmlerin en iyi ve en yaratıcı örneklerinden Johnny Got His Gun (1971), Jane Fonda ile karşılıklı döktürdükleri neo-noir Klute (Fahişe, 1971), evlat acısını kalbimize kazıdığı Karanlığın Gölgesi (Don’t Look Now, 1973), John Schlesinger’in şaşırtıcı çalışması […]

Her Platforma Üye Olmak Zorunda Mıyız?

FİLMLER 2 ay önce

İçindekilerLisans Anlaşmaları ve Jeo-Bloklama: Kullanıcının Kafasını Karıştıran İkili Pazar sabahı, elimde kahvem, kanepede yayıldım ve dedim ki, “Bugün tam film izlemelik bir gün!” İşim gereği, neredeyse her platforma üyeyim: Netflix, Amazon Prime, Disney+, BluTV, Gain, Exxen… Neredeyse yok yok! Ama gelin görün ki, her ay tonla para bayıldığım bu platformlarda aradığım, izlemek istediğim filmi bulamıyorum! Her seferinde aynı sonuç, filmi bulduğum yer yine Stremio! Evet, Stremio’nun yasal olmadığını biliyorum. Ama bahis reklamlı korsan sitelerin kucağına düşmekten iyidir herhalde. Peki, bu kadar çok dijital platforma üye olduğumuz halde aradığımız filmi-diziyi neden bulamıyoruz? Gelin bu birinci dünya derdine biraz daha üzülelim. 2010’ların başında Netflix’in küresel başarıya ulaşmasıyla dijital içerik devrimi başladı. Netflix, kullanıcılarına geniş bir içerik yelpazesi sundu ve tek bir abonelikle sayısız film ve diziye erişim imkanı tanıdı. O zamanlar her şey güzeldi. Ancak ne olduysa, büyük içerik üreticileri ve dağıtımcıları kısa sürede bu modelin avantajlarını fark etti ve herkes kendi […]

Ronin (1998) – Öteki Sinema

FİLMLER 2 ay önce

İçindekilerKAYNAKLAR “Ronin toprağı veya efendisi olmayan köylü asker ya da samuraylara denirdi. Onlar onurlarını ya da efendilerini yitirdiklerinden ülkede durmadan dolaşır ve başka bir lord kendilerini yanma alana dek geçinmeye çalışırlardı. Bir Ronin’in yeni iş bulması da çok zordu.”Şogun Brian De Palma’nın yönettiği Görevimiz Tehlike’nin (Mission: Impossible, 1996) 450 milyon dolarlık vizyon geliriyle o yılın dünya çapında en büyük gişe başarısını elde etmesinin ardından (Tom Cruise’un sadece bu filmden o tarihte tek başına 20 milyon dolar kazandığı söylenir) benzer temaları (casusluk, karşı-casusluk ve önemli bir nesneyi/cihazı/silahı ya da bilgiyi ele geçirme) ele alan yapımların sayısı artmaya başladı, Enemy of the State (Devlet Düşmanı, 1998) ile Ronin’in (1998) bu dönemin öne çıkan filmleri olduğunu söyleyebilirim. Ronin’i kült mertebesine çıkaran birkaç temel özelliği var. Öncelikle olağanüstü bir kadrosu olduğunu söylemem lazım. Yönetmen koltuğunda gerilim (Seven Days in May, 52 Pick-Up), aksiyon (The Train), suç (Black Sunday, French Connection II) ve casusluk (The […]

0 Yorum

Yorum Yaz

Rastgele

Web sitemiz, gezinme deneyiminizi ve ilgili bilgileri sağlamak için çerezleri kullanır. Web sitemizi kullanmaya devam etmeden önce, şunları kabul etmiş olursunuz.