Garden Life: A Cozy Simulator inceleme

Nacon, aslında kitlesi oldukça sınırlı duran tarzlarda farklı video oyunlarını piyasaya sürmeye devam ediyor. Bu oyunların en yenisi ise duyurulduğu günden beri ilgimi çekmiş ve radarımdan bir türlü çıkmamış olan Garden Life: A Cozy Simulator. Adından da tahmin edebileceğiniz üzere Stillalive Studios tarafından geliştirilen bu simülasyon oyununda kendimize ait bir bahçemiz oluyor ve bunu oldukça rahat bir ortamda idare etmeye çalışıyoruz. Yine de karşımızda kesinlikle basit bir oyun yok; uygun bahçecilik tekniklerini ve yaratıcılığımızı sıkça kullanmamız gerekiyor. Garden Life: A Cozy Simulator içerisindeki amacımız çiçek dikerek ve onların açmalarını bekleyerek zaman geçirmek. Tabii ki bu bekleme sırasında hem çiçeklerimizin bakımıyla ilgilenmemiz gerekiyor, hem de eğer istersek bahçemizi dekore ederek daha güzel bir hale sokmamız gerekiyor. Oynanış cephesinde sizi cezalandıracak hiçbir şey yok ve oyunun rahat yapısı da buradan geliyor. Arka planda çalan rahat müzikler, oldukça hafif bir şekilde ele alınan hikaye ve anime tarzında hazırlanan görsellik de bu rahatlığın sunulmasına […]

Garden Life: A Cozy Simulator inceleme

Nacon, aslında kitlesi oldukça sınırlı duran tarzlarda farklı video oyunlarını piyasaya sürmeye devam ediyor. Bu oyunların en yenisi ise duyurulduğu günden beri ilgimi çekmiş ve radarımdan bir türlü çıkmamış olan Garden Life: A Cozy Simulator. Adından da tahmin edebileceğiniz üzere Stillalive Studios tarafından geliştirilen bu simülasyon oyununda kendimize ait bir bahçemiz oluyor ve bunu oldukça rahat bir ortamda idare etmeye çalışıyoruz. Yine de karşımızda kesinlikle basit bir oyun yok; uygun bahçecilik tekniklerini ve yaratıcılığımızı sıkça kullanmamız gerekiyor.

Garden Life: A Cozy Simulator içerisindeki amacımız çiçek dikerek ve onların açmalarını bekleyerek zaman geçirmek. Tabii ki bu bekleme sırasında hem çiçeklerimizin bakımıyla ilgilenmemiz gerekiyor, hem de eğer istersek bahçemizi dekore ederek daha güzel bir hale sokmamız gerekiyor. Oynanış cephesinde sizi cezalandıracak hiçbir şey yok ve oyunun rahat yapısı da buradan geliyor. Arka planda çalan rahat müzikler, oldukça hafif bir şekilde ele alınan hikaye ve anime tarzında hazırlanan görsellik de bu rahatlığın sunulmasına yardımcı oluyor.

Benim ilgimi çeken en büyük nokta ise Garden Life: A Cozy Simulator oyununun tüm bu rahatlığın altında gerçekten derin simülasyon elementlerini saklamayı başarmış olması. Yani, siz yine rahat bir deneyim yaşıyorsunuz, burada bir sıkıntı yok; sadece normalde bu tip oyunlarda, böylesine derin simülasyon sistemleri görmeye pek alışık değilim. Bu derin sistemlerin ve düşüncelerin kaynağı ise tabii ki geliştirici ekip. Bu oyunu yapan insanlar arasında ödüllü ve profesyonel çiçekçiler, kuantum mekaniği lisansları olan insanlar ve çok daha fazlası var.

Tüm bunlar birleştiği zaman da Garden Life: A Cozy Simulator içerisinde gayet tatmin edici bir deneyim yaşamaya başlıyorsunuz. Oyunda yetiştirdiğiniz hiçbir çiçek, bir diğerine benzemiyor. Doğa kusursuz değil ve bu oyun, bunu en iyi şekilde gösteren teknolojilerden birine sahip. Gerçek hayatta ben bir çiçekçi değilim ve bu işten pek anlamam fakat oyun öyle bir yapıya sahip ki her bir farklı bitki türünün benzersiz olduğunu rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Buradaki benzersizlik şimdi anlattığım doğanın kusursuz olmaması değil; her bir bitki türüne çok emek harcandığı belli.

Garden Life: A Cozy Simulator, yine de bir video oyunu ve konu içerik olduğu zaman aslında önünüzde gayet belirgin bir çizgi var. Oyunda terk edilmiş bir topluluk bahçesinin sorumluluğunu alıyorsunuz ve etrafınızdaki karakterlerden gelen görevleri tamamlayarak kendinizi ve bahçenizi geliştiriyorsunuz. Temel oyun mekaniğinde bitki yetiştirmek yatıyor fakat görev yapmak ve yetiştirilen bitkileri satmak gibi diğer elementler de mevcut. Kilidi açılan yeni aletler, bitkiler ve daha fazlası ile hoş bir ilerleme hissi de sağlanıyor oyun içerisinde.

Konu, çiçek yetiştirmek olduğu zaman Garden Life: A Cozy Simulator gerçekten inanılmaz bir iş çıkartıyor. Gerçekçi bir şekilde çiçek yetiştiriyoruz; tohum ekme, sulama, gübreleme, budama, yabani otlara ve haşerelere karşı savaşma filan derken gerçek hayatta çiçek yetiştirir gibi bir deneyim sunuluyor. Ayrıca oyunda bolca detay da mevcut. Mesela, yetiştirdiğiniz bitkilerin türüne göre değişiyor ama bazı bitkiler, etraflarındaki yapıları sarabiliyor zamanla. Bu deneyim hikaye ve serbest modu olarak iki şekilde sunuyor. Bu iki mod arasındaki farkı anlatmama gerek yok herhalde.

Garden Life: A Cozy Simulator oyununun beni hayal kırıklığına uğrattığı nadir noktalardan bir tanesi, oyun bu kadar simülasyona ve gerçekliğe odaklanmışken, rahatlık adına önemli bir elementten vazgeçmiş olması: Her bitki, her mevsimde yetişiyor. Evet, oyunda cezalandırıcı bir yapı yok, bu yüzden neden böyle bir karar verildiğini çok iyi anlıyorum ama yine de oyunda böyle bir gerçekçilik ve hoş detaylar varken çiçeklerin, mevsimlerden etkilenmiyor olması beni birazcık üzdü. Oyunun simülasyon ve derinlik tarafında üzücü olabilen benzer diğer örnekler de mevcut.

Peki, Garden Life: A Cozy Simulator oyunundaki her mevsimde yetişen bitkilerimiz ile neler yapıyoruz? Öncelikli amacımız, karşımızda rahat bir video oyunu olduğu için tabii ki bahçemizin güzel görünmesini sağlamak. Yine de oyunda paraya ihtiyacımız var ve köy meydanına gidip, çiçeklerimizi orada satabiliyoruz. Karşılığında aldığımız parayla da yeni tohumlar veya dekorasyon ögeleri satın alıyoruz. Yalnız, her şey para değil ve sadece çiçek bağışlayarak da elde edilebilecek bazı ödüller bulunuyor oyun içerisinde ki bu alternatif yolları oldukça sevdiğimi söyleyebilirim.

Garden Life: A Cozy Simulator

Garden Life: A Cozy Simulator, adının hakkını gerçekten veriyor. Rahatlatıcı bir simülasyon sistemi altında bahçe hayatını yaşıyorsunuz ve çiçekçi oluyorsunuz. Eğer rahat oyunlardan hoşlanıyorsanız ve o tip oyunlarda biraz da olsa gerçekçilik/simülasyon ögeleri arıyorsanız, aradığınız yapıt bu olabilir. Tabii ki çiçekçilikten filan da hoşlanmanız gerekiyor. Eğer doğaya karşı bir ilginiz yoksa bu oyunun teması sizin için hiçbir şey ifade etmeyecektir ve bu durum da oyundan alacağınız keyfi sıfıra oldukça yaklaştırabilir. En azından ben öyle düşünüyorum.

Tüm bunların haricinde Garden Life: A Cozy Simulator, şahane görünüyor. Ben bu oyunun PlayStation 5 versiyonunu deneyimledim ve görsellik gerçekten oldukça tatlıydı. Yani, seçilen sanat tasarımı sayesinde oluşturduğunuz bahçeyi en güzel şekilde görebiliyorsunuz bence. Ayrıca oyundaki ses efektleri gayet kaliteli, müzikler aynı şekilde kaliteli ve rahatlatıcı. Oyunda seslendirme performansları da mevcut ki onlar da kesinlikle diğer elementlerin altında kalmıyor. Performans filan da bana gayet sorunsuz geldi konsolda.

Yine de Garden Life: A Cozy Simulator, kusursuz bir deneyim değil. Daha önce de söylemiş olduğum çiçeklerin mevsimlerden etkilenmeme olayı biraz ilginç bir tasarım kararı. Ayrıca oyunda yaşam kalitesi seviyesinde bazı sıkıntılar da var. Mesela, depolama alanlarını çok küçük ve bu alanlarda otomatik eşya sıralama yapamıyorsunuz. Ayrıca, günler de biraz hızlı geçiyor ve her şeyin olduğundan daha hızlı akıyormuş gibi hissettiriyor ki bu da böylesine rahatlatıcı bir oyun için pek de ideal değil. Bunun gibi birkaç ufak sorun daha mevcut.

Şanslıyım ki Garden Life: A Cozy Simulator hakkında bahsettiğim ve deneyimlediğim problemlerin büyük bir kısmı basit güncellemeler ile düzeltilebilecek şeyler. Yani, oyun geliştirmeden anlamıyorum ama depolama alanını genişletme ve günleri uzatma, eminim ki çalışan bir sezon sistemi eklemekten daha kolaydır. Bunun haricinde, eğer rahatlatıcı bir çiçekçilik simülasyonu arıyorsanız, kendinize ait hoş bir bahçe yapmak istiyorsanız, bu oyunu sizlere rahatlıkla önerebilirim. Üzerinde çok emek ve sevgi bulundurduğunu belli eden bir yapıt.

Garden Life: A Cozy Simulator

Olumlu

Huzurlu yapısı ile ilgi çekici ve yaratıcılığı destekliyor.

İçerik istediğinizde tonlarca içerik sunmayı biliyor.

Arka plana saklanan teknoloji ve detay seviyesi takdire şayan.

Sanat tasarımı güzel; seslendirme performansları başarılı.

Olumsuz

Mevsimlerin olup, bitkileri eklememesi anlaşılabilir ama hayal kırıklığı yaratan bir tasarım kararı.

Depolama alanlarının küçük olması ve benzeri tarzdaki ufak tefek problemler can sıkıcı olabiliyor.

Benzer Yazılar

Victoria 3: Spheres of Influence inceleme

OYUNLAR 2 ay önce

Victoria 3 gibi karmaşık bir simülasyonda neler olup bittiğine dair en ufak bir ipucunu takip etmeyi başardığınızda, kaçamayacağınız bir dünya haline geliyor kendisi. Dahası, Sphere of Influence isimli ek paketin yeni eklentileri, bu video oyununa atlayıp ülkenizi zafere taşımak ya da iflasa sürüklemek için mükemmel bir zaman olarak sunuluyor. Bu oyunu ilk oynadığımda, ekonomik ve politik sistemlerinin ne kadar derin olduğunu kavrayamamıştım ve bu simülatörün ne kadar karmaşık olduğunu fark etmiştim. İşte bu ek paket, oyunu daha da derinleştiriyor. Sizi tarihsel olarak doğru bir senaryoya götüren basit bir simülatör değil Victoria 3. Aslında tam tersi. Herhangi bir ülkeyi seçip hayali senaryolara sokabilir ve tarihin akışını değiştirebilirsiniz. Bu video oyununun her özelliğinin incelikleri harika olsa da Sphere of Influence çok daha fazlasını ekliyor. Bunun da ötesinde, harika olsa da yine de oyuna başlama sürecini yeni oyuncular çok kolaylaştırmıyor. Eğer bu oyunu ilk kez oynuyorsanız, hikayeyi oluşturan kişinin siz olduğunuzu bilmelisiniz. Zafere […]

First Dwarf ön inceleme – Mavi Kol

OYUNLAR 2 ay önce

Cücelerin harika birer mühendis olup, başka bir şey olamadığı klişesi şimdi de First Dwarf isimli bir Erken Erişim oyunu ile karşımıza çıktı. Aslında gayet güzel müzikler ve çizgi film tarzı, ilgi çekici bir sinematik ile başlayan bu video oyununda önce Viking temasını görüyoruz, sonra cüceleri görüyoruz, sonra karşımıza robotlar çıkıyor ve işin içine bir de küçük ejderhalar giriyor… Tüm bunlar olurken de uçan bir gemidesiniz tabii ki. Gemimiz uçan bir adaya düşüyor ve burada da bizim hayatta kalma maceramız başlıyor. Bu arada, ejderha da İngilizce konuşuyor. First Dwarf; materyal toplama, eşya üretme, keşif yapma, hayatta kalma ve savaşma elementlerine odaklanıyor. Oyunda yapmanız gereken ilk şey etraftan biraz materyal toplamak ve kendinize bir üs kurmak. Bu arada, oyundaki binalar elektrik yerine mana kullanıyor. Bu yüzden üssünüzü yaparken, mana kaynağı olan bir yere gitmeniz en akıllıca olanı. Oyunda bunun gibi birkaç ufak tefek detay mevcut. Oyundaki ilk anlarımız odun kesmek, taş çıkartmak, […]

Sons of the Forest inceleme

OYUNLAR 2 ay önce

Sons of the Forest içerisinde ilk kez birini gerçekten öldürdüğünüz zamanı unutmak oldukça güç. Benim için bu an, hasar almış ama her zaman güvenilir kalmayı başaran takım arkadaşım Kelvin ile uzak adaya ilk iniş yaptığımızda ya da yamyam yerlilerle sadece bir mızrak ile karşı karşıya geldiğimde yaşanmadı aslında. Belki de bu ada, sözde canavarların yerine geçerek, insanlığı uçuruma itmenin ne kadar istekli olduğunu görmek için bir test. Belki de gerçekten “ormanın oğullarıyız”, kim bilir? Tüm bunları sesli düşünürken Kelvin tabii ki beni pek dinlemedi. Kelvin, boş boş başını salladı ve daha fazla odun toplamaya devam etti ama anlattığım bu şey, girdikten neredeyse tam bir yıl sonra erken erişimden çıkan oyunun yalnızca bir bileşeni. Diğer tarafta ise kurgu ve hikaye var. PuffCorp şirketinin CEO pozisyonunda yer alan Edward Puffton olarak, karımız Barbara ve kızımız Virginia kaybolduktan sonra onları bulmak için Site 2 olarak adlandırılan gizemli bir adaya gidiyoruz. Çok geçmeden helikopteriniz […]

0 Yorum

Yorum Yaz

Rastgele

Web sitemiz, gezinme deneyiminizi ve ilgili bilgileri sağlamak için çerezleri kullanır. Web sitemizi kullanmaya devam etmeden önce, şunları kabul etmiş olursunuz.