Liberal Savaş Fantezisi: Civil War

Alex Garland’ı severim, yeni projesini merakla beklediğim az sayıdaki sinemacıdan biridir. Bu kez karşımıza, Trump tarafından gaza getirilmiş Amerikan sağcılarının kongreyi bastığı günden aldığı ilhamla çektiği filmi, Civil War’la çıkıyor. Hollywood’un bir grup gazeteciyi bir pikaba doluşturup yola çıkardığı sürüsüne bereket film izledik ancak Civil War, gerçekleşmesi gayet olası bir dehşet öyküsü. Bir savaş filmi değil, bir korku filmi! Civil War, fragmanını izleyip gittiğinizde aradığınızı bulamayacağınız bir film olabilir. Invasion U.S.A (1985) ya da Red Dawn (1984) gibi bir istila fantezisi değil bu. Sırtını görsel efektlere yaslamış bir aksiyon tufanı arıyorsanız fena halde yanlış yerdesiniz ancak Under the Fire (1983) veya Salvador (1986) gibi politik aksiyonlara düşkünseniz ödül büyük. Aslında burada bile eşsiz bir örnekle karşı karşıyayız çünkü savaştan zarar görmüş başka ülkelerdeki çatışmaları takip eden Amerikalı gazetecilerle ilgili pek çok film var ve İç Savaş bu rahat “ötekilik” fikrini yıkmaya çalışıyor. Film, ABD başkanının (Nick Offerman) Kaliforniya ve Teksas […]

Liberal Savaş Fantezisi: Civil War

Alex Garland’ı severim, yeni projesini merakla beklediğim az sayıdaki sinemacıdan biridir. Bu kez karşımıza, Trump tarafından gaza getirilmiş Amerikan sağcılarının kongreyi bastığı günden aldığı ilhamla çektiği filmi, Civil War’la çıkıyor. Hollywood’un bir grup gazeteciyi bir pikaba doluşturup yola çıkardığı sürüsüne bereket film izledik ancak Civil War, gerçekleşmesi gayet olası bir dehşet öyküsü. Bir savaş filmi değil, bir korku filmi!

Civil War, fragmanını izleyip gittiğinizde aradığınızı bulamayacağınız bir film olabilir. Invasion U.S.A (1985) ya da Red Dawn (1984) gibi bir istila fantezisi değil bu. Sırtını görsel efektlere yaslamış bir aksiyon tufanı arıyorsanız fena halde yanlış yerdesiniz ancak Under the Fire (1983) veya Salvador (1986) gibi politik aksiyonlara düşkünseniz ödül büyük. Aslında burada bile eşsiz bir örnekle karşı karşıyayız çünkü savaştan zarar görmüş başka ülkelerdeki çatışmaları takip eden Amerikalı gazetecilerle ilgili pek çok film var ve İç Savaş bu rahat “ötekilik” fikrini yıkmaya çalışıyor.

Film, ABD başkanının (Nick Offerman) Kaliforniya ve Teksas eyaletlerini de içeren isyancı bir grup olan Batı Kuvvetlerine karşı zaferin eşiğinde olduğunu iddia ettiği bir TV yayını için prova yapmasıyla açılıyor. Halbuki, Amerikan ve Rus kuvvetlerinin Berlin’e önce girmek için yarıştığı zamanları andıran zavallı bir propaganda bu. Başkentin düşmesine günler kalmışken birkaç gazeteci başkanla son bir röportaj yapmak için tehlikeli ateş hattında yüzlerce millik bir yolculuğu göze alıyor ve film başlıyor!

Lee (Kirsten Dunst) ve Joel (Wagner Moura) adrenalin bağımlısı iki başarılı savaş muhabiri. Başkent düşerken orada olmak adına bir intihar görevine çıkacak kadar da başarıya muhtaçlar. Onlara bu yolculukta bir büyükbaba figürü gibi konumlandırılan görmüş geçirmiş gazeteci Sammy (Stephen McKinley Henderson) ve Lee’nin zoraki evlatlığına dönüşen acar muhabir Jessie (Cailee Spaeny) eşlik ediyor. Hollywood bir kez daha hangi hikâyede olursa olsun bir aile yaratmayı başarıyor.

Liberal Savaş Fantezisi: Civil War 3 – Civil War

Alex Garland’ın, olası Amerikan iç savaşı hakkında uyarıcı ancak cesareti noksan bir senaryosu var. Politik açıdan da tartışmalı bir yerde duran ve Amerikan sağını nüanstan yoksun, vahşileşmeye eğilimli bir kalabalık olarak gören bu senaryoyu çokça tartışabiliriz ama filmin asıl ilgilendiği şey usta ile çırak arasındaki ilişki. Çırağın ustanın felaketine yol açacağı bir finale giden hikayesiyle daha çok uğraşmış Garland.

Kirsten Dunst, kariyerinin en iyi fırsatlarından birini yakaladığı bu filmde elinden geleni yapıyor ancak sınırları belli oyunculuğu onu sürekli bıkkın ve yorgun görünen, neredeyse karikatür bir tiplemeye sürüklüyor. Dune 2’deki sahneleri kesildiği için üzüldüğüm Stephen McKinley Henderson’ı burada bolca izlemekten memnunum. Onun karakterinin hikayesi de oldukça tahmin edilebilir bir fedakârlık içeriyor. Filmin asıl bombası, Jessie’yi canlandıran Cailee Spaeny. Adeta “ben geleceğin Natalie Portman’ıyım” der gibi kendini gösteriyor ve kariyeri için umutlandırıyor.

Liberal Savaş Fantezisi: Civil War 4 – 1 2X7z9c2gIaoDmi0O6wnU A

Başta, fragmanın aldatıcı olduğunu yazmıştım ancak filmin son 20 dakikası Amerikan iç savaşının dehşetini olabildiğince perdeye taşımış. Kendi başkanını avlayan bir ordu fantezisini izlemek nefes kesiyor. Bunun televizyonda o kadar etkileyici görüneceğini sanmam, sinemada izlemek şart. Garland’ın daimi görüntü yönetmeni Rob Hardy tarafından yönetilen kamera, Civil War’ı modern bir Amerikan arka planına sahip post apokaliptik bir görsele, neredeyse bir zombi dizisi estetiğine taşımış. Başka bir şeyler denenebilirdi ama burada da bir kasıt söz konusu.

Alex Garland, kimi olmamış taraflarına ve iyi işlemeyen ajite edilmiş finaline rağmen son yılların en etkileyici politik aksiyonunu çekmeyi başarmış. Bizim sinemacılarımızın böyle bir şeye kalkışması hayal bile edilemez ama biraz sinsi bir yapım bu, sanki yeniden Amerikan başkanı olma umuduyla yola çıkan Trump ve taraftarlarına Hollywood üzerinden gözdağı vermek, “eğer denerseniz, başınıza bunlar gelir” demek gibi. Amerikalı eleştirmenler işin bu tarafını epey tartışacaklardır. Bize ise adı ‘İç Savaş’ olan bir savaş fotoğrafçısı hikayesi izlemek düşüyor. İyi seyirler.

Murat Tolga Şenmurattolga@gmail.com

Post Views: 1

Benzer Yazılar

Hazır Mıyız Faniler? Beterböcek’i Mercek Altına Yatırıyoruz!

FİLMLER 6 saat önce

Beetlejuice, bundan sonra hitap edeceğim şekliyle Beterböcek, bir hayalet ve hayaletten daha fazlası. İğrenç şakalar, kaba tavırlar, sayısız kurtçuk, bolca kokuşmuşluk ve süper eğlence. Tam bir baş belası! Beetlejuice ismini arka arkaya 3 defa yazmaktan korkuyorum. Minyatür kasabasının mezarlığından fırlayacak ve ortalığa kaos yayacak diye. Gelin görün ki konumuz Beetlejuice (1988) ve de Beetlejuice Beetlejuice (2024)! Çaresiz yazdım. Hatta yazmakla kalmayıp maddelerine de ayıracağım! “Beetlejuice tuhaflık, komedi ve korkunun mükemmel bir dengesine sahip.” Desson Howe Beetlejuice, 30 Mart 1988’de izleyicilerle buluştuğunda kısa sürede sevildi. Bu beklenmeyen bir şeydi ama şaşırtıcı da değildi. Filmin kendine has bir cazibesi vardı bir kere, sonra Beterböcek’in de zombi karizması!? Filmin konusunu biraz hatırlayalım: Winter River tepesinde şirin beyaz bir evde yaşayan Adam (Alec Baldwin) ve Barbara (Geena Davis) Maitland çifti, tatile giderken geçirdikleri trafik kazasından sonra evlerinde hayalet olarak sıkışıp kalırlar. Aslında onlar için bu şekilde yaşamakta bir sorun yoktur, hayat -ya da ölüm- […]

A Few Hours of Spring / Bir Yudum Bahar (2012)

FİLMLER 4 gün önce

İçindekilerNOTLAR Annem 25 Mart’ta beyin ameliyatı geçirdi. Ameliyatı başarılı geçti, sonrasında bazı komplikasyonlar oldu ama şu an durumu genel olarak iyi. İki aylık bir aradan sonra yayımlanan ilk yazımın bu film hakkında olmasını istememin çok özel bir sebebi var. Annem birkaç yıl önce bana bir film önermişti, kendisi izlediği dizi (Çukurova, Yalı Çapkını vs.) ve filmlerden (Ali Baba ve Yedi Cüceler, Eyvah Eyvah) bahseder, neyi izlemeyi çok istediğini söyler (Ayla, Müslüm vs.) ama bana asla film önermez, asla. Hâliyle filmi aşırı merak ettim ama adını bilmiyordu, konusunu anlatmadı, sadece bir anne-oğul filmi olduğunu belirtti ama izlediği kanalı, günü ve saati söyledi. Araştırdım, hangi film olduğunu hemen tespit ettim. Sonra filme de bir şekilde ulaştım ama konusunu okuyunca izlemeye korktum. Bir müddet direndim ama sonra annemin mutlaka soracağını (ve hakkında konuşmak isteyeceğini) bildiğim için cesaretimi toplayıp izledim. Film, Stephane Brize’nin ülkemizde Bir Yudum Bahar (Quelques heures de printemps / A Few […]

Twisters / Kasırgalar Filminden Yeni Fragman

FİLMLER 5 gün önce

Doğanın en karanlık yüzü!.. 1996 yılında gişe rekorları kıran Twister / Kasırga filminin devamı niteliğindeki Twisters / Kasırgalar filminin yeni fragmanı ve posteri yayınlandı. Felaket filmi sevenlerin izlemekten keyif alacağı film, eski bir fırtına avcısı olan Kate Cooper’ın çığır açan yeni bir takip sistemini test etmek için sahaya geri dönüşünü konu alıyor. Yapımcılığını Jurassic, Bourne ve Indiana Jones serilerinin yapımcılarının üstlendiği filmin başrollerinde Daisy Edgar-Jones ve Glen Powell yer alıyor. Destansı felaket filmi Kasırgalar, bu yaz beyazperdede seyirciyle buluşuyor. Adrenalin pompalayan, heyecanlı sahneleriyle dikkat çeken film, 19 Temmuz’da vizyona girecek. Seyirciyi doğanın en harika ve yıkıcı güçlerinden biriyle adrenalin dolu bir yolculuğa çıkaran 1996 yapımı Kasırga filminin devamı niteliğindeki Kasırgalar geri dönüyor. Gösterime girdiği dönemde gişede 495,7 milyon dolar hasılat elde ederek 1996’nın en yüksek hasılat yapan filmlerinden biri olan ve etkileyici ses tasarımı ve görsel efektleriyle hafızalara kazınan Kasırga, devam filmiyle yeniden beyazperdede olacak. Minari’nin Oscar adayı yazar ve […]

0 Yorum

Yorum Yaz

Rastgele

Web sitemiz, gezinme deneyiminizi ve ilgili bilgileri sağlamak için çerezleri kullanır. Web sitemizi kullanmaya devam etmeden önce, şunları kabul etmiş olursunuz.