The First Slam Dunk İncelemesi

En iyi spor animeleri arasında gösterilen, hatta bazı sitelere göre en iyisi olan Slam Dunk serisinin yaklaşık otuz yıl aradan sonra bir nevi devamı şeklinde, 124 dakikalık anime filmi var karşımızda. Bir nevi diyorum çünkü anime serisini yahut mangasını okumadıysanız bile, tek başına bir anime filmi olarak izlenebilir. Hatta adı o yüzden “The First Slam Dunk” yani ilk Smaç imiş. Gerçi yüzde yüz verim alamazsınız, o ayrı mesele. Orijinal 1993 yapımı serinin “acemi” incelemesine buradan ulaşabilirsiniz.

Bu anime filmi bize ne anlattığına girmeden önce kısa bir bilgi vermek isterim. Seriyi bilenler bilir, animenin ana karakteri kırmızı kafası ile “tensai” Hanamichi Sakuragi’dir. Sakuragi’nin Shohoku Lisesi’ne başlaması ve basketbol takımına sevdiği kızı etkilemek için girmesiyle beraber, yeri geldiğinde dramatik anlar da yaşatsa komedi tadında ilerleyen macerasına tanıklık etmiştik. Hatta ülkemizde doksanlı yılların sonunda televizyonda da yayınlanmıştı. The First Slam Dunk adlı anime filmi başta görsel olmak üzere farklı bir konsepti takip etmiş. Bu anime filminde Sakuragi veya herkesin sevgilisi Rukawa’dan ziyade kısa boylu oyun kurucu Miyagi ana karakter tadında. Daha doğrusu onun üzerine yoğunlaşılmış ve anime filmi bu yüzden içerisinde ikiye ayrılmakta: İlki Sannoh Lisesi ile ulan basketbol maçı, ikincisi ise Miyagi’nin geçmişi ve ailesi ile ilişkileri. 

Öncelikle maçlarına değinelim. Anime serisi, Shohoku’nun Ryonan’ı yenmesi ile son buluyordu. Akabinde bizim Shohoku ekibi ömründe ilk defa Kanagawa bölgesini temsil etmek için uluslararası turnuva için yola koyuluyordu. Anime tam olarak burada bitiyordu ve açıkçası mangası 1996 yılında bittiğinde üzerine fazla katmamıştır. Hatta bana göre sanki Mangaka Takehiko Inue sıkılmış da mangayı apar topar bitirmiş gibi bir havası var. Zaten yanlışım yoksa animenin bittiği yerden itibaren Shohoku (hazırlık maçlarını saymazsak) üç resmi maça daha çıkıyor ve sonuncu maç olan Aiwa yok bile çünkü… Spoiler olduğu için söylemiyorum. Zaten asıl öneml olan Sannoh ile olan ikinci maçları çünkü Sannoh, son üç yılın ulusal şampiyonudur. Yani acemi Shohoku vs. yenilmez Sannoh maçını bu anime filminde izleme fırsatı buluyoruz. Bu arada unuttum belirtmeyi; Takehiko Inue aynı zamanda meşhur Vagabond’un da yazarı. Hani mangayı derin dondurucuya koyup unutan ve bitirmeyi niyeti olmayan şahıs. Yani Sayın Inue bir şeyin ya sonunu getirmiyor ya da kesip atıyor. Ayrıca kendisi bu anime filmini bizzat yönetmiştir.

Animenin değindiği ikinci kısım ise dediğim gibi Miyagi’nin hayatına değiniyor. Çocukluğunu ve katlanmak zorunda olduklarını görüyor, basketbola ilgisine tanıklık ediyoruz. Bu kısım mangada var mı bilmiyorum, ben anime serisinden sonrasını okumuştum ve bunlara denk geldiğimi hatırlamıyorum. Zaten çok da önemli sayılmaz çünkü sayın Mangaka yönetmen koltuğunda olduğu için aslına sadık kalınıp orijinal gibi olduğu su götürmez bir gerçek. Benim tek söyleyebileceğim, bu sefer animenin komedi yönü çok daha arka planda. Sakuragi, bazı yerlerde yapacağını yapıyor ama bir elin parmağını da geçmiyor. Yani anime filmi bizlere Miyagi’nin hayatını dramla bezenmiş bir şekilde sunuyor ve heyecan dolu Shohoku – Sannoh maçını izliyoruz ki maç mükemmel. 

Gelelim animenin en çok tartışılacak kısmına: Çizimlere. Ne tam bir anime, ne manga, ne CGI donatılmış… Açıkçası ne olduğunu anlamadım. Renkler normalden daha soluk, yeri geliyor kara kalem çizimleri gibi, yeri geliyor bir hayli estetik ama bir bakıyorum kalas gibiler. Ama şunu söyleyebilirim, ilk birkaç dakika sonra alışıyorsunuz ve hızlı basket sahneleri de güzel kotarılmış. Yani keşke tamamen 2D veya başka bir tarzda olsa diye iç geçirmiyorsunuz. Tam tersine sanki animenin tarzı bu olmalıydı diyorsunuz. Seslendirme kadrosu da güzel iş çıkarmış. Tamamen yeni seyyulara kavuşmuş arkadaşlar ve yeniler, eskileri aratmıyor.

The First Slam Dunk güzel bir anime filmi. İlk başta seriyi bilenler için kafa karışıklığı yapabilir, bunun en büyük etkeni de özellikle yabancı anime sitelerinde konusu hakkında doğru dürüst ne olduğu yazmaması. Yani izleyeceğiniz zaman şunu göz ardı etmeyin; bu anime filmi bir devam filmi ve ilk defa ulusal bir mücadeleye tanıklık ediyoruz. Bunu yaparken de flashback’ler eşliğinde Miyagi’nin hayatına göz atıyoruz.